23 Aralık 2010 Perşembe

Hay Sizin Kulağınıza Hoş Gelen

Uzun zamandır, klişe olmaktan kurtulamamış bir beyin pardon deyim var.

Bir arkadaşımıza soruyoruz "Hangi tür müzikleri dinlersininiz?"

Arkadaşımız: "Valla ben kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinliyorum." diyor.

Bu cevap benim kulağımın içine süzülüyor ve şu şekilde yorumlanarak beynimden çıkıyor:
Heee anladım; senin yaşama karşı bir bakışın ve sorumluluğun yok. Sen de -ne olduğu belli olmayan- arada kalmışlardansın. Utancını ayıbını sahte onurlarla sağlıyorsun...

Ben kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinlerim.Kim kulağına hoş gelmeyen müziği dinler ki, dolmuşta mecburen dinlediğimiz, şoför FMden fırlayan kedi miyavlamalarını saymazsak...

"Ben kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinlerim." bu söz beni ş
aşkına çeviriyor. Şaşırdığım şey kulakları değil.Her türlü müziği kulaklarına hoş getiren beyinlerine şaşırıyorum.

Kimler kulağına hoş gelen müziği dinliyor?

Dinledikleri müzikleri söylemekten utananlar, toplumun ve modanın belirlediği tarzlara köl
e olmaktan kaçamayan ve bunun utancını yaşayan ve gizlemek isteyenler kulaklarına hoş gelen müziği dinliyorlar!...

Bir yapımcının yardımcısına soruyorum Ne tarz müzik dinlersin? Arabesk dinlerim demekten utandığı için Kulağıma hoş gelen her türlü mü
ziği dinlerim deyip kurtulduğunu sanıyor. Senin arabanda arabesk ile ilgili kasetler var... Arabesk dinliyorsun. Arabesk sana hayat veriyor. Arabesk müziğinde kendini benliğini buluyorsun. Arabesk dinlerim demekten neden utanıyorsun. Utandığı şey dinlediği müzik değil, dinlediği müziğin onun kültür seviyesini ele vermesinden korkuyor. Arabesk dinlemek kültürsüzlük ise neden arabesk dinliyorsun yalnız kaldığında ve kapalı kapılar ardında...

Çocukken bana ne olacaksın diye sorarlardı. Ben de Sevdiğim bir
şey olacağım, mutlu olabileceğim bir şey olacağım derdim. Evet evet ama işte seni ne mutlu eder? diye bir soru daha sorarlardı. Ben bir türlü karar veremezdim. Bu nedenle kulağıma hoş gelen meslekleri sıralardım. Anladığımdan, ne işe yaradığını bildiğimden değildi. Hiçbir bilgim olmadığı için önüme gelen meslekleri seçerdim. Belli bir zaman sonra biraz daha büyüdüğümde, meslekler hakkında biraz daha bilgi sahibi oldum. Ve pilot olmak istedim. Biraz daha büyüdüğümde ise pilotluğun bana uygun bir meslek olmadığına karar verdim. Kişiliğime ve istediğim yaşam tarzına daha uygun bir meslek seçmeye karar verdim. Ben oluşurken beğenilerim de oluşmaya başlamıştı. Sonra döngüsel şekilde beğenilerim beni oluşturmaya başladı... Şimdi rock müziği dinliyorum. Çünkü kulağımdan beynime girerek hoş gelen müzik bu... Çünkü hayata karşı bakışım ve duruşum bana rock müzik dinletiyor ve rock müziği sevdiriyor. Ancak bazı rock müziği dışında tarzlarda cok iyi yorumlandığı için beğenilerim arasına girebiliyor.

Bana ne tarz müzik dinlersin diye sorduklarında
Rock müziği dinliyorum diye cevap veririm. Bu sözü duyan insanlar şunu anlarlar, bu herif müzik markete girdiğinde rock raflarını gezer. Evinde müzik setinin yanında rock ile ilgili albümler bulunur. Kitaplığında rock ile ilgili kitaplara rastlanabilir. Meyhaneye değil rock bara gider. Vs vs...

Müzik insanın yaşamını ve hayata bakışını belirleyen en büyük unsurlardan birisidir. Bir insanın yaşam tarzını, hayata karşı bakışını, siyasi ve felsefi fikirlerini anlayabilmek için müzik çok iyi bir araçtır. Dinlediğimiz müzik bizi statüsel anlamda bir yere taşımaz. Ancak mütemadiyen bulunduğumuz statüye uygun müzikler dinleriz. Yani dinlediğimiz müzikler bizim ne olduğumuzu insanlara anlatabilir;

Kulağınıza heavy metal hoş geliyor ve daha sonra da dönülmez akşamın ufkundayım... diye bas bas bağırabiliyorsanız, sanırım heavy metal sizi biraz üzüyor. Kurtulun heavy metal dinlemekten. Türk Sanat Müziği dinliyorum deyin tertemiz olun... Arkadaş çevrenizde statü alabilmek yada onlardan olabilmek için aynılaşarak farklılaşmaya çalışmayın. Kendinize dikkat edin. Fazla karıştırmayın kusarsınız. Ne dinlediğinize dikkat etmeyin ne olduğunuza dikkat edin, olduğunuz yer ne dinlediğinize dikkat etsin.




Kulağıma hoş gelen müziği dinlerim diyerek de salata yapmayın. Utançlarınızla yaşamayı ya da utanılacak şeylerden kendinize ilgi göstererek kurtulmayı deneyin...

Değerli ve anlamlı kalın
.

Barış Y. Aygün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder