20 Aralık 2011 Salı

Akıl Çağlarından Biri Jean Paul Sartre

"Bütün özgürlüğü üstüne çullanmıştı yine... Özgürdu, her şeyde özgürdü, hayvan ya da makine olmakta özgürdü, 'olur' ya da 'olmaz' demekte özgürdü, mırın kırın etmekte özgürdü... Yalnızdı, korkunc bir sessizliğin ortasinda, özgür ve yalniz, yardımsız ve mazeretsiz, bir daha dönememecesine karar vermeye mahkum, her zaman icin özgür kalmaya mahkum..."''İhtiyarladım. şurada, bir sandalyenin üzerinde, gırtlağına kadar kendi yaşayışına gömülmüş oturuyor ve hiçbir şeye inanmıyorum. Oysa bir zaman ben de İspanya'ya gitmek istemiştim. Ama olmadı! ben buradayım, kendi kendimin tadına bakıyorum; kanın ve pas kokulu bir suyun buruk tadını duyuyorum: bu benim kendi tadım; kendi kendimin tadıyım ben varım, yaşıyorum. Varolmak, yaşamak işte bu: susamadan, canı çekmeden kendini içmek!''
''Sahip olduğum eşyalar, zamanla bana sahip oluyorlar. ne zaman bi nesneyi sevsem, onu hemen bi başkasına veririm. cömertlik değil bu. nesnelerin kölesi olmak istemiyorum''

"Kediye kedi diyelim; sözcükler hastaysa onları iyileştirelim"

''Ben inançsızlığa, dogmaların çatışması sonunda değil, büyükbabamla büyükannemin ilgisizlikleri yüzünden vardım. Bununla birlikte, inanıyordum: gecelikle, yatağımın kenarına diz çöküp, ellerimi birleştirip, her gün dua ediyordum, ama gittikçe daha seyrek düşünüyordum tanrıyı.

Daha birkaç yıl, yaradan ile açık ilişkilerimi sürdürdüm; kendi başıma kalınca artık aramaz oldum onu. yalnız bir kere, o'nun varolduğu duygusuna kapıldım. kibritlerle oynamış, küçük bir halıyı yakmıştım; tanrı beni gördüğünde, müthiş cinayetimi örtbas etmekle uğraşıyordum, kafamın içinde ve ellerimin üzerinde bakışı'nı hissettim; feci derecede ortada olan, canlı bir hedef gibi dönüp duruyordum banyo odasında. kızgınlık kurtardı beni: böyle büyük bir dikkatsizlik karşısında köpürdüm, küfrettim, büyükbabam gibi: "Hey allahım, ya rabbim, hay allahım, ya rabbim" diye mırıldandım. Bundan sonra hiç bakmadı bana.

Başarısızlığa uğramış bir tanrı denemesini anlattım size: Tanrı'ya ihtiyacım vardı, verdiler, ne aradığımı bilmeden aldım O'nu. Yüreğime kök salmadığı için, bir süre sıkıntıyla yaşadı içimde, sonra öldü. Bugün bana O'ndan söz edildiğinde, eski bir güzele rastlayan yaşlı bir delikanlının üzüntüsüz gönül hoşluğuyla "elli yıl önce, o anlaşmazlık, o yanılma olmasaydı, aramızda bir şeyler olabilirdi" diyorum.

hiçbir şey olmadı.."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder