27 Nisan 2012 Cuma

Okurların yalnızlık hissinin sebebi


"edebiyatçıların eseri kalır, okuyucu ise ölür... okudukça zevkleriniz incelir, daha tuhaf, daha rafine kitaplara, yazarlara el atmaya başlarsınız, bu meşgale sırasında muhtemelen hayat gailesi bakımından dibe doğru kaymaktasınızdır... okuduklarınızı, müstesna olduğunu düşündüğünüz satırları birilerine anlatmak istersiniz, zira şahsa mahsusun hazzı kısa sürer, ömrü uzun olan paylaşmaktır... fakat ortalığı herzamanki gibi kaba saba kelimeler, düşük cümleler işgal etmiştir, o gürültüde kimse sizi duymaz... okumak hem bir hayat başarısızlığının, ki unutmayın okumak mağlupların işidir, hem de derin bir yalnızlık hissinin sebebi olup çıkmıştır... okuduğumuz onca kitabıi hayatınızı yatırdığınız o zorlu ve hassas meşgaleyi mezara götüreceğinizden korkmaya başlarsınız... ve siz de bilirsiniz ki yalnız ölmek zordur, arkanızda mutlaka bir kaç müttefik, bir kaç şahit bırakmak istersiniz..."

Murat Uyurkulak
Bazuka

25 Nisan 2012 Çarşamba

7 Fotoğraf 7 Yorum


İzlediğiniz muazzam siyah beyaz fotoğraf Sebastião Salgado isimli fenomen fotoğrafçının giriştiği uzun soluklu fotoğraf projelerinden birin olan ve Salgado’nun 2004′ten bu yana üzerinde çalıştığı ‘Genesis’ten bir kare.

Fotoğrafın çekildiği yer ABD’nin Alaska eyaletindeki bir ulusal park.
 



İzlediğiniz fotoğraf Chris Jordan’ın Pasifik Okyanusu’nun tam ortasında, en yakın kıtaya uzaklığı 3,200 kilometre olan Midway Adası’nda yürüttüğü bir belgesel projesinden.

 Yerde yatan Albatros yavrusunun katili okyanus yüzeyinde dolaşan atıklar. Bu yavru, ebeveynlerinin yiyecek sanarak denizden topladığı plastik kapaklar ile besledikleri ve açlıktan ölen binlerce albatros yavrusundan sadece birisi.
 

İzlediğiniz fotoğraf Philippe Halsman’ın meşhur Dali Atomicus eseri. Fotoğrafta yer alan kişi de sürrealist ressam Salvador Dali’den başkası değil.

Halsman’ın insanları zıplarken fotoğraflamakla ilgili sözlerine değinmek gerek: “Birisinde
n zıplamasını istediğinizde, tüm ilgisi zıplama eyleminin kendisine yoğunlaştığı için düşen maskelerin ardından gerçek kendisi ortaya çıkıyor”.

Salvador Dali’nin fotoğrafa yansıyan çocuksu ifadesi de, Halsman’ın hipotezini doğrular nitelikte.


İzlediğiniz fotoğraf 1900′lü yılların başında, Belçika Kralı II. Leopold’un Afrika’daki sömürgelerinden biri olan Kongo’da, bir din adamı tarafından gizlice çekilmiş.

Fotoğraftaki adam, kendisi gibi köle olan ve yeterince kauçuk toplayamad
ığı için cezalandırılan 5 yaşındaki kızının kesilen sol eli ve sağ ayağına bakıyor. Bu korkunç fotoğraf 1885 ve 1908 yılları arasında Kral Leopold’un Afrika’daki hakimiyeti süresince işlenen 5 milyon cinayet ve sayısız işkenceden sadece birisinin tanığı ve Kral Leopold’un, Afrika’da sahip olduğu topraklardan elini çekmesi ile sonuçlanan medya tepkisini başlatan belgelerden birisi.
 

Elliott Erwitt izlediğiniz fotoğrafı 1950 yılında Kuzey Karolayna’da çekmiş. Soldaki çeşmenin üzerinde “Beyaz”, sağdakinin üzerinde ise “Renkli” yazıyor. Beyazlara mahsus olan çeşmenin sağdakinden farkını gözden kaçırmak imkansız.

Adını fotoğraf tarihine çektiği ironik ve absürd fotoğraflarla yazdırmış olan Elliott Erwitt’in bu fotoğrafı, ABD’deki ırkçılığı en çarpıcı şekilde ifade eden, en kalp kırıcı eserlerinden biri.
 

 İzlediğiniz fotoğraf James Nachtwey’den. Nachtwey’in fotoğrafladığı kişi, 1994 yılında Ruanda’da gerçekleşen ve sadece bir ay içerisinde Hutu’ların 1 milyondan fazla Tutsi’yi öldürüldükleri soykırımdan sağ kalan bir Tutsi.


Bob Strong’un 2010 yılında Afganistan’da çektiği fotoğraf, insan olma deneyimini katlanılmaz hale getiren bir olayı resmediyor.

Birden bire doğrulup güneşte yanmış yüzüne kıyasla bembeyaz kalmış bedenini apar topar örtecek gibi görünen kişi, hayata gözlerini yalnızca dakikalar önce yummuş, kendi halinde bir Afgan köylüsü.