Hasan H. Taylan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hasan H. Taylan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Nisan 2012 Pazartesi

Televizyonla Yetişmek - Hasan H. Taylan

Televizyon Etkileri

Bir çok hanede artık birden çok televizyon bulunmaktadır. 2009 yılında yayınlanan Radyo ve Televizyon Kurulu’nun Televizyon İzleme Eğitimleri -2 raporuna göre, Türkiye’de evinde en az 1 televizyon bulunduran hane sayısı yüzde 54, 2 adet TV bulunduran hane oranı yüzde 36 ve 3 ve üzerinde TV bulunduran hane sayısı oranı ise yüzde 9 olarak bulgulanmıştır.

Televizyon sabahtan geceye kadar açık duran bir aygıt olduğuna göre televizyonla doğup büyüyen çocukların televizyonun dünyasının değerlerini, davranış örüntülerini algılamamaları olanaksız olduğu gibi, o pencereden esen rüzgara kapılmamaları da mümkün görünmemektedir
Televizyon ve Şiddet İlişkisi Sorunu

Televizyon izlemek ve saldırganlık/şiddet ilişkisi üzerinde yapılan araştırmalar; şiddet görüntülerinin doğrudan davranışta şiddete yol açtığını söylememektedir. Televizyon, toplumsal öğrenme araçlarından yalnızca bir tanesidir. Öğrenilen bilginin eyleme geçirilmesi için uygun ve ödüllendirici koşullarının varlığı gerekmektedir.

2 yaşından 18 yaşına gelene kadar gençlerin yaklaşık 16 yıl ortalama en az 3 saat televizyon seyrettiği düşünüldüğünde, neredeyse 17.000 saat televizyon izlemektedirler. Nu sere zarfında da binlerce kez şiddet sahnesine maruz kalmış bulunmaktadırlar. Morgan’a göre çocuk ya da gençler, bir yıl içinde televizyonda yaklaşık 10.000 şiddet eylemi görmekte; yüksek okul mezunu olana kadar bir genç, yaklaşık 40.000 cinayet/adam öldürme olayına tanık olmaktadır.

Türkiye’de, televizyonda çocukların en çok seyrettikleri saatlerde gösterilen filmlerdeki şiddet düzeyini araştıran bir çalışmada, beş özel televizyon kanalında, hafta içi 16.00-21.30 ve hafta sonu 09.00-21.30 saatleri arasında yayınlanan 80 filmden, toplam 5 bin 600 saniyenin izlenmesi sonucunda, bu filmlerdeki şiddet oranının yüzde 33.1 olduğu,toplam sürenin yüzde 13.8’ini fiziksel şiddetin (vurma, yaralama, öldürme), yüzde 10.9’unu sözel şiddetin, yüzde 8.4’ünü ise psikolojik şiddetin oluşturduğunu belirlenmiştir.(Ömer Özer, Yetiştirme Kuramı: Televizyonun Kültürel işlevlerinin İncelenmesi, 2005)

Televizyon Şiddetinin Etkileri

  1. medyadaki şiddet tasvirlerine maruz kalmak, izleyicilerde şartlı refleksin yitimi aracılığıyla saldırganlığa yol açabilir.
  2. medyadaki şiddete maruz kalmak ani korkuya neden olabilir.
  3. medyadaki şiddete maruz kalmak, duyarsızlaşmaya yol açabilir.
  4. medya şiddetine maruz kalma ile kişinin yaşamındaki saldırganlık ilişkilidir.
  5. medya şiddeti ile toplumdaki şiddeti artırması bağlamında toplumdaki şiddet arasında ilişki vardır.
  6. uzun süre çok fazla şiddet gösterimine maruz kalan kişiler, kendilerini kurban olarak görme olasılıklarını abartırlar.
  7. uzun süre çok fazla şiddet gösterilerine maruz kalan kişiler, şiddeti daha fazla kabullenirler/kanıksarlar.
  8. televizyon şiddetine maruz kalmak, izleyicileri daha saldırgan ya da daha şiddetli davranmasına neden olur.
  9. televizyon şiddetine maruz kalmak, izleticilerine şiddete karşı duyarsızlaşmasına neden olur.


Televizyonun toplumsal – Kültürel Rolü

Televizyon programlarında saat başı beş şiddet eylemi ve bütün televizyon programlarının yüzde 70’inde şiddet vardır. Daha da şaşırtıcı olanıysa, çocuk programlarında saat başı 20 şiddet eylemi mevcuttur.