Mevlana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mevlana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ocak 2012 Cumartesi

Mevlana Mesnevi - Birinci Defter

· Ey oğul! Bağı çöz, azat ol. Ne zamana kadar gümüş, altın esiri olacaksın?

  • Her şey maşuktur, aşık bir perdedir. Yaşayan maşuktur, aşık bir ölüdür.
  • Aşıklar gönül iniltisinden belli olur, hiçbir hastalık gönül hastalığı gibi değildir.
  • Peygamber demiştir ki: ‘’ Her kim sırrını saklar ise çabucak muradına erişir.’’ Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi, bahçenin yeşillenmesi ile neticelenir.
  • Kalemin rüzgardan, kağıdın sudan olursa ne yazarsan derhal yok olur.
  • İnsan, içi su dolu, dışı kupkuru küp gibidir.
  • Göz nuru, gönüllerin nurundan meydana gelir.Gönül nurunun nuru da, akıl ve duygu nurundan olmayan, onlardan ayrı bulunan Allah nurudur.
  • Zıt, zıttı meydana çıkarır, gösterir. Varlık aleminde Hak nurunun zıddı yoktur ki açıkça görünebilsin.
  • Mustafa ‘dünya bir andan ibarettir’

  • Ölülerin aşkı ebedi değildir, çünkü ölü, tekrar bize gelmez. Diri aşk, ruhta ve gözdedir.
  • Din işinin hükmünü anlamaya imkan yoktur. Ona ancak hayran olunur. Fakat din işinde hayrete düşen, arkasını ona çevirmiş ondan haberi olmayan bir hayran değil, sevgiliye dalmış, onun yüzünden sarhoş olmuş, kendisinden geçmiş bir hayrandır. Birisinin yüzü sevgiliye karşıdır, öbürünün yüzü yine kendisine doğru.
  • Ahmağın özrü kabahatinden beter olur. Cahilin özrü her ilmin zehridir.
  • Bütün ırmaklara su veren deniz bile her çöpü başının üstünde taşır. Deniz bu kereminden dolayı eksilmez; ihsanı yüzünden aşağılanmaz.
  • Ben doğru söylüyorum, doğru söz acıdır.
  • Düşman her ne kadar dostça söylerse de, her ne kadar taneden, yemden bahsederse de sen onu tuzak bil. Sana şeker verirse sen bunu zehir bil! Kaza gelince düşmanları dostlardan ayıramazsın.
  • Aynı dili konuşma, hısımlık ve bağlılıktır. İnsan yabancılarla kalırsa mahpusa benzer. Nice Hintli, nice Türk vardır ki dildeştirler. Şu halde mahremlik dili, bambaşka bir dildir. Gönül birliği dil birliğinden daha iyidir.

  • Hiddet ve şehvet insanı şaşı yapar; doğru yoldan ayırır. Garez gelince hüner örtülür Gönülden, göze, yüzlerce perde iner.
  • Kadı kalben rüşvet almaya karar verince zalimi, ağlayıp inleyen mazlumdan nasıl ayırt edilebilir?
  • İhtilaf; gidiş tarzıdır, yolun hakikatinde değil.
  • Karanlık bastı, yol kayboldu.
  • Allah yüze ‘bildirici’ demiştir.Peygamber insanları ayırt etme hususunda ‘ insan, sözünde gizlidir’ dedi. Yüzün renginde gönül halinden bir nişan vardır. Bana acı, sevgi kalbinde tut! Kırmızı yüz, sahibinin refah ve saadetine delalet eder, sarı yüz, sahibinin meşakkat ve bela içinde olduğunu bildirir.
  • Kuyunun karanlığı, halkın verdiği karanlıktan daha iyidir. Halkın ayağını tutan, halkla karışıp görüşen; başını kurtaramamış, selamete erememiştir.

  • Bu zahiri vücudun Allah’ın varlığıyla var olduğunu bilmemesi körlüğüne delildir.
  • Öküz kimdir ki sen onun maskarası olasın. Toprak nedir ki sen onun otu olasın.
  • Biz umumiyette aslanlarız ama bayrak üstüne resmedilmiş aslanlar! Onların zaman zaman hareketleri, hamleleri rüzgardandır.
  • Kör değilsen bu körlüğü kendinden bil. Kendine kötü de, başkasına deme!
  • İki parmağını iki gözünün üstüne koy: bir şey görebilir misin? İnsaf et! Sen görmesen de dünya yok değildir. Kusur, ancak şom, nefsin parmağında.
  • İnsan gözden ibarettir. Geri kalanı bir deridir. Göz de, dostu gören göze derler. İnsan, dostu görmeyince kör olsun, daha iyi.
  • ‘ Korkmayın’ sözü korkanlara sunulan hazır yemektir. Ve bu yemek tam onlara layıktır. Korkusu olmayana nasıl ‘korkma’ dersin? O, derse muhtaç değil ki!
  • Temiz şeyler, temizler içindir; sevgiliyi hoş tut hoşluk gör; incit, incin!
  • İlletli kimse, ne tutarsa illet olur.
  • Denizin altı mı daha hoştur, yoksa üstü mü?

· Şu aslı bil kikimde dert varsa o, koku almış, dermana ermiştir. Kim daha ziyade uyanıksa o daha ziyade dertlidir. Kim işi daha iyi anlamışsa onun benzi daha sarıdır.

  • Bir adam, gözün nuruna bakarsa iki gözün nuru, birbirinden ayırt edilemez.
  • Ey surete tapan! Manayı elde etmeye çalış! Çünkü mana suret tenine kanattır.
  • Kim, Allah’ın olursa Allah onun olur.
  • Aşk ve can… her ikisi de gizli ve örtülüdür.
  • Eğer gönlün bahçesinden cüzü bir zevk ve hal eskilse aklı başında olan kişinin gönlünü, binlerce gam kaplardı.
  • Zaten hangi hoş vardır ki nahoş olmasın? Yahut hangi tavan vardır ki yıkılmamış, yere serilmemiştir.
  • Karanlıklar içinde parlak gönüller çoktur.
  • Akıllı kişi, artığa, eksiğe bakmaz; çünkü ikisi de sel gibi geçer.
  • Aklın, insanlara ayak kösteği olunca o akıl, akıl değildir.
  • Ey kadın, sen kadın mısın, yoksa hüzün ve keder atası mı?
  • Sen hiç kör için süslendin mi?

  • Ümitsizlik diyarına girme, ümitler var. Karanlığa varma güneşler var.
  • Allah, yardım etmek dilerse bize yalvarmak ve münacatta bulunmak meylini verir. Onun için ağlayan göz ne mübarektir. Onun aşkıyla yanıp kavrulan yürek ne mukaddestir. Her ağlamanın sonu gülmektir. Sonunu gören adam, mübarek bir kuldur. Akarsu neredeyse orası yeşerir; nerede gözyaşı dökülse oraya rahmet nazil olur. İnleyen dolap gibi gözü yaşlı ol ki can meydanında yeşillikler bitsin. Ağlamak istersen gözyaşı dökenlere acı… Merhamete nail olmak istersen zayıflara merhamet et…

  • Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey! Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hak’tan mı? Ne boş zahmet!
  • Dünya nedir? Allah’tan gafil olmaktır. Kumaş, para, ölçüp tartarak ticaret etmek ve kadın; dünya değildir.
  • Yoksulluk havası oldukça insan, dünya denizine batmaz, o denizin üstünde durur. Bütün bu dünya, onun mülkü olsa bu mülk, gözünde hiçbir şey değildir.
  • Bütün alem cesettir, ilim candır.
  • Üç şey hakkında dudağını kıpırdatma: Gittiğin yol, paran, bir de mezhebin. Çünkü bu üçünün de düşmanı çoktur.

  • Kadın, Hak nurudur, sevgili değil.
  • Sevgi; insanı kör eder, sağır yapar.
  • Her şeyin suretini bırak, manaya bak.
  • Kendisini göstermeyi süslenip bezenen kişi ister.
  • Halkın savaşı da çocukların savaşı gibidir. Tamamı ile manasız, esassız ve hor!
  • Gönül mü Allah’tır, Allah mı gönül?