Milli Eğitim Bakanlığı’nın Hatalı Tutumları
Politik nedenlerle, veliye hoş görünmek için sınıf geçme
şartları devamlı kolaylaştırılmış, öğrenciler yarım yamalak bilgilerle lise
mezunu yapılarak üniversite kapılarını yığılmıştır.
Sınıf geçme ve mezun olma şartları kolaylaştıkça eğitim
kalitesi düştüğünden, okullar iki satırlık dilekçe yazmaktan bile aciz mezunlar
ihraç eder duruma düşmüştür.
İyi yetişmemiş lise mezunları ile eğitim yapmak zorunda
kalan üniversiteleri bitiren öğrenciler, uluslar arası ölçülerin çok altında,
özellikle mesleki uygulama yeteneği kazanmamış mezunlar oldukları için hayata
atılınca apışıp kalmaktadır.
Henüz hayatında borç senedi görmemiş iktisat mezunları,
eline mala almamış inşaat mühendisleri, daha bir makineye el değdirmemiş makine
makine mühendisleri mesleklerini ancak mezuniyetten sonra çalıştıkları
işyerlerinde öğrenebilmektedirler.
Eğitim kadroları, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki öğrenme
heyecan ve isteklerini kaybetmiş; öğretmenler, kutsal ideallerinden
uzaklaşmışlardır.
Eğitimde gerileme, öğretmen kalitesinde de düşüşlere
sebep olmuş, nitelikli öğretmen sayısı gittikçe azalmıştır.
Okullar, insan işleyen fabrikalar gibidir. Sonuçta
yetişmiş insan olarak ürün verirler. Bir fabrika kurarken, ne imal edebileceği
ve ürünün nitelikleri önceden saptanır, imalat bu plana göre yapılır. Bizde
öyle bir şey yoktur. Eğitim Bakanlığı, mesela bir lise mezununun tarifini
yapmamıştır. Acaba liseyi bitiren bir öğrencinin nitelikleri ne olmalıdır?
Kısaca sayarsak:
a) Doğru dürüst
yazı yazabilmelidir. Aslında bir Türk Milli Yazı Karakteri oluşturulmalı ve
öğrenciler bu yazıyı yazabilmelidir.Gelişmiş ülkelerde, bir Alam elyazısı
karakteri vardır, bir İngiliz veya İsveç yazı karakteri vardır. Liseyi bitiren
öğrencilerin yazısı öyle olur. Bizde üniversite mezunu olduğu halde yazısı
iğrenç derecede çirkin olan insanların sayısı daha da çoktur. Bu, eğitim
sistemimizin sayısı ve özellikle uluslar arası ilişkilerde bize puan
kaybettirmektedir.
b) Lise mezunu bir insan; edebiyat, sanat, genel
kültür, tarih ve coğrafya konuşlarında yeterince bilgi sahibi olmalıdır. Dünya
edebiyat klasiklerinden en az on kitap okumamış bir lise mezunu düşünülemez.
c) Matematik ve özellikle geometri konularında
çok iyi yetişmiş olmalıdır.
d) Estetik, renk uyumları, dekorasyon, spor, dans
gibi konularda dünya gençlerinin gerinde kalmamalıdır.
e) Atalarımızdan miras kalan atasözlerini ve vecizeleri
yeterince bilmelidir.
f) Fikirlerini yazıya dökebilmeli, toplum karşısında
konuşabilmelidir.
g) Davranış kurallarını öğrenmiş olmalıdır.
Eğitim çok önemli diye diye bu hale geldik - UĞUR DOĞRUGÜVEN
Armoni yay. İstanbul, Mayıs 2003