13 Aralık 2017 Çarşamba

22 Kasım 2017 Çarşamba

Devletin İdeolojik Aygıtları

Daha önceden Devletin İdeolojik Aygıtları adlı kitaptan alıntılar eklemiştim fakat İthaki Yayınları tarafından basılan kitabın 4. baskısını daha detaylı okuma fırsatım oldu (önceki alıntılar 2.baskıdandı). Bu yüzden konuya ilave olarak şu kısa alıntıyı eklemeyi gerekli gördüm. 
İdeoloji Louis Altusser ve Devletin İdeolojik Aygıtları
Karmaşık bir sistem olan Devletin İdeolojik Aygıtlar sistemi içinde var olan egemen ideoloji, çok uzun süren, sert bir sınıf mücadelesinin sonucudur; öyle ki, bu sınıf mücadelesi boyunca burjuvazi (örnek olarak bunu alırsak) kendi amaçlarına ancak, hem eski Aygıtlar'da kendini sürdüren eski egemen ideoloji ile, hem de kendi örgütlenme ve mücadele biçimlerini arayan yeni sömürülen sınıfın ideolojisi ile mücadele ederek ulaşabilecektir.  S. 130
DlA'ların işlevi, egemen ideolojiyi aşılamaksa, demek ki bir direnme var, bir direnme varsa, demek ki mücadele var ve de bu mücadele sonuçta sınıf mücadelesinin dolaylı ya da dolaysız, bazen yakın, çoklukla uzak yansısıdır. S. 132
devletin (baskı) aygıtı ile devletin siyasal ideolojik aygıtını özenle birbirinden ayırmak gerekir. Devletin (baskı) aygıt ı nelerden oluşur? Öyle ki, bu aygıtın birliği, çelişkili olsa bile, Devletin İdeolojik Aygıtlarının tümünden de karşılaştırılamayacak kadar daha güçlüdür. Devlet aygıtı devlet başkanlığını, hükümeti ve yürütme erkinin aracı olan idareyi, silahlı kuvvetleri, adaleti, mahkemeleri ve imkanlarını (hapishaneler, vb.) kapsar. s. 134
Siyasal devletin ideolojik aygıtı adı neyi anlatıyor? Belirli bir toplumsal formasyonun "siyasal sistemi"ni ya da ''anayasası"nı anlatıyor. Örneğin, kapitalist ülkelerdeki bütün çağdaş burjuvaziler gibi Fransız burjuvazisi de sınıf mücadelesi kendisini iyice tehdit ettiğinde başka yönetim biçimleri benimsediyse de (I . ve II. Bonapartizm, Meşruti Monarşi, Petain faşizmi) genelde siyasal sistem olarak temsili parlamenter sistemi benimsedi; bu sistem de burjuva ideolojisini, siyasal devlet􀢉n ideolojik aygıtlarından birinde gerçekleştirmişti. S. 135
Hukuki ideolojiden ahlaki ideolojiye varıncaya dek yüzyıllardır yayılan her ideoloji "insan hakları" konusundaki şu bildik "apaçıklığı" savunur durur: her birey siyaset alanında istediği düşünceleri ve istediği yanı (yani, partiyi) seçmekte özgürdür. Daha da önemlisi, bu ilk düşüncenin altında yatan ve de sonuçta aldatmacadan başka bir şey olmayan şu düşünceyi de savunur: toplum, bireylerden oluşur (Marx: "toplum bireylerden oluşmaz". toplum sınıf mücadelesinde karşı karşıya gelen sınıflardan oluşur.), genel irade çoğunluk oyları sayesinde sandıktan çıkar ve işte partilerin vekilleri tarafından temsil edilen bu genel irade ulusal siyaseti oluşturur, oysa sonuçta genel irade yalnızca bir sınıfın, egemen sınıfın siyasetini oluşturur. S. 138
Kaynak: Louis Althusser,  İdeoloji Louis Althusser ve Devletin İdeolojik Aygıtları, İthaki Yayınları, 4. Basım, Çev: Alp Tümertekin, İstanbul, 2010




10 Kasım 2017 Cuma

Demokrasi denilince akla gelen

Her toplumun kendine özgü bir hayal gücü olsa gerek belki de. Şimdi vereceğim örneği kitaptan okuduğumda ağzım açık kaldı resmen. Örneği vermeden önce ufak bir açıklama yapmam gerek: Çok partili sisteme geçildikten sonra "Demokrasi" kelimesi ağızlardan düşmez bir hal almıştı. Özellikle 1950 yılında yapılan seçimden sonra artık demokrasi üzerine yazılanlar, söylenenler gitgide artar bir hale gelmişti. Bunda önemli bir sebep de Demokrat Parti döneminde iletişim araçlarına yapılan yatırımın da önemi büyüktür. Fakat demokrasi algısı çok ilginç bir şekilde topluma yansımıştı. Örnek ise şu: "Halkın bir kesimi demokrasi deyince sıradan insanın her istediğini yapabildiği bir düzen (yada düzensizlik) anlıyorlardı. Bedii Faik, "artık demokrasi geldi" denilerek, ehliyet almadan araç kullanmanın, hazine arazisini işgal etmenin, Karayolları şantiyelerinden kazma/kürek ve diğer yol malzemeleri (ç)almanın artık normal karşılanması gerektiğini düşünen ve bu doğrultuda harekete geçenlerden" bahsetmektedir.(Alıntı kaynağı: Bedii Fail, Matbuat, Basın derken....Medya, cilt 2, s.95-96'dan aktaran: Tanel Demirel, Türkiye'nin Uzun On Yılı Demokrat Parti İktidarı ve 27 Mayıs Darbesi, s. 162)