27 Ekim 2011 Perşembe

!

İster cehalet deyin, ister densizlik; Van depremini ‘Türk - Kürt ayrımı’ bağlamında değerlendirenlerin yaptığı, terörist ile (o teröristin öldürdüğü masum) vatandaşı doğrudan aynı kefeye koymaktır. O bölgede yaşayan insanları topyekün terörist saymak, öyle göstermektir.

Asıl vahim, asıl tehlikeli olan da işte bu sığ bakış açısıdır.

Şimdi bir düşünün, şöyle bir soru olabilir mi mesela?

“1999’da İstanbul’da, Gölcük’te, Yalova’da, İzmit’te, Adapazarı’nda ölenlerin arasında kaç Kürt kökenli vardı?”

Olur mu böyle bir soru?

Bu soru ne kadar garip, ne kadar anlamsız ise;

“Van’da, Erciş’te kaç Laz, kaç Arap hayatını kaybetti? Kaç Çerkez yaralandı? Kaç Türk, kaç Gürcü kökenli hala enkaz altında?” sorusu da o denli saçma, bir o kadar şuursuzca değil mi?

‘İnsan’ ve onun hayatı değil midir esas olan?

Doğal afet ile ortaya çıkan acıya, yerine, bölgesine göre bakılabilir mi?

Depremle gelen ölümün; dini, ırkı, etnik kökeni, rengi olur mu?

Başka sorum yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder