
Günümüzde hoparlörlerden
bayağı ve saldırgan seslerle yükselip, kulaklarımızı tırmalayan göz ardı
edilemeyecek çeşitlilikte, sonu gelmez hit parçalar, kültür tarihindeki kökü
18. Yüzyıla dayanan bir gelişim sürecinin sonucudur. S. 8
Her sosyal grup kendi müzik
evrenini kendi yaratırdı. S. 9
“Halk” ve buna bağlı olarak
“popülarite” ve “popüler” kavramları 18 yüzyılda kamu tartışmalarının merkez
konusu oldu. 1788 yılında Baron von Knigge adlı bir kişinin, toplum içinde
nasıl davranılması gerektiğini anlatan bir Adab-ı Muaşerat Kitabı yazması
kuşkusuz bir rastlantı değildi. S. 12
Knigge’nin popüler müzik
konusundaki görüşü ise şöyleydi: “Popüler müzik eğer doğal bir ifadesi yoksa,
bir leşe benzer ve bu yüzden de leşler mezarlığına gömülmesi gerekir.” S.13
Baba Mozart, oğlu Amedeus’a
“müzikten anlamayanları” da düşünerek, her “kulağı gıdıklayacak” şekilde müzik
yapmasını önerirken, kuşkusuz meyhanelerde içen ayyaşları kastetmiyordu. Baba
Mozart’ın kaygılı mektubu oğlunun bestelemekte olduğu Idemeneo operası ile
ilişkiliydi ve o bu satırları yazarken eşek kulaklı üst seviyedekileri düşünmüştü.
Gottfried August Bürger 1784’te yazdığı Popularitöt der Poise adlı ünlü
eserinde şu açıklamayı yapmaktadır: “ Bir kişiden herkesin okuyabileceği bir
şey yazmasını istemek, okuma yazma bilmeyenlerin de bunu okuması anlamına
gelmez.” S. 15

Sansasyonel, şov nitelikli,
gürültülü patırtılı ve sirk görünümlü eğlence anlayışı, ince ruhların estetik
programlarını kısa bir süre içinde sıkıcı bir teoriye dönüştürdü. S.15
18. yüzyılda insanların kökü
şarkılarından tanınırken, her yerin kendine özgü bir müzik çeşidi varken ve bu
çeşitler, örneğin, Polonez mazurka, İskoç ya da Reinlander diye bilinirken,
şimdi herkes bir yaba bir bu yana aynı
melodiyle dans etmekte, küçük orkestraların aynı maharetli numaralarını
dinlemekte ve aynı şarkıları söylemekteydi. S. 24
Toplum eş veya benzer yaşam
koşulları ve gereksinimleri olan kalabalık halk yığınlarına dönüştü. Özellikle
kentlerde hızla büyüyen nüfusun yoğun olduğu yerleşim bölgeleri, litle
kültürünün yukarılara tırmanmaya başladığı ilk yerler oldu. S. 24
Müzikte popüler sıfatını
geçerli kılan, onun nicelik açısından yaygınlaşması değildir, normal şartlar
altında bu bir sansasyon sayılmaz. Böyle bir müzik, belirli bir takım
otoritelerin yönetmesi ile değil, onu taşıyan sınıfların o müziğin estetik
standartlarını tayini ile belirgin bir hal alır. S. 29

Hitler Almanya’sında 1935 yılında Devlet Radyo Yayınları yöneticisinin koyduğu kuşku uyandırıcı caz yasağı: İki yıl uğraşarak kültür bolşevizmini yok ettik ve de halkımızın sarsıntıya uğratılmış bilincini, Alman kültür değerleriyle yeniden uyandırabilmek için, çok çaba sarfettik. Şimdi de eğlence ve dans müziğindeki bozucu unsurları ayıklamak istiyoruz. Bugünden itibaren tüm Alman radyolarında zenci cazını kesinlikle yasaklıyorum. Bu yasak, Alman radyolarının yaptığı yoz bir yabancı düşmanlığı olarak algılanmamalı. Aksine Alman radyo yönetimi kültür ve kültür alışverişi konusunda bütün uluslara dostluk elini uzatmaktadır. Fakat buna karşın bozucu olan ve bizim kültür değerlerimizi temelden yıpratan hiçbir şeyi onaylamayız. S. 174
Peter Wicke, YKY, 2006