Yıllardır üç maymunun anlamını yanlış biliyormuşum. Meğer
"görmedim, duymadım, konuşmadım" şeklinde bir kaygısızlık,
umursamazlık, boş vermişliğin sembolik temsili değilmiş. Hatta benim için
hakikati söylemekten korkmayı, hakikati görmemeyi, duymamayı ifade ediyordu.
Maymun olması da bu bağlamda çok mantıklıydı. Maymun işte şebek, yaramaz,
ortalığı dağıtan ama korkak fakat sevimli bir canlı. Çocukluğumda çarliydi adı,
kurnazlığına gülerdik, bu kadar. Bu fotoğrafı görünce bir şimşek çarptı
zihnimde. Budist çocuklar üç maymunla aynı işaretleri yapınca birden
pısırıklık, hakikati görmezden gelme gibi anlamların yerini aynı semboller bu
sefer bilgelik, erdem aldı. Tabi maymunun aynı zamanda Budizm’de kutsal
olduğunu anımsadım. Kendi kültürlerinde maymun korkak sevimli yaramaz bir canlı
değil aksine bilgeliğin sembolü. Haliyle de üç maymunla anlatılmak istenilen
"kötü bakmamak, kötü söz söylememek, kötüye kulak vermemek" anlamına
geliyormuş.
Hayata Dair etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hayata Dair etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4 Temmuz 2019 Perşembe
29 Kasım 2018 Perşembe
Kristof Kolombun İspanya Kraliçesine Yazdığı Mektup
Amerikan yerlilerinin maruz kaldığı soykırımın özeti:
“Yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerin önünde ant içebilirim. Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar. Bu sözlerin hemen ardından ise şöyle yazar: “Elli adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz.”
1 Kasım 2017 Çarşamba
Aile kurumu üzerine


Aile kavramı toplumdan topluma farklı algılanabilen bir kurumdur. Örneğin, geleneksel Kızılderili Navajo kabilesinde, eşler asla bir arada
yaşamazlar. Koca, diğer erkeklerle ortak kullanılan mekanda yaşarken;
karısı, annesi ve kız karşeleriyle birlikte yaşar. Evlilik ilişkisi
belirli ziyaretlerle sınırlıdır.
Afrika'daki Maasai kabilesi üyesi,yakın bir arkadaşının, eşiyle birlikte olmak için izin istemesini normal ve uygun bulur. Koca ya da onun eşinin ''cinsel misafirperverliği'' reddetmesi, kaba bir davranış olarak değerlendirilir.
Afrika'daki Maasai kabilesi üyesi,yakın bir arkadaşının, eşiyle birlikte olmak için izin istemesini normal ve uygun bulur. Koca ya da onun eşinin ''cinsel misafirperverliği'' reddetmesi, kaba bir davranış olarak değerlendirilir.

Fotoğraflar: Jimmy Nelson
23 Ekim 2017 Pazartesi
Kamu malı veya kamuya açık kral olmak
Aynı anda hem insan hem de devlet nasıl olur biri? Örneğin "ben devletim" önermesini yaptıktan sonra ölünce devlet de ölmüş mü oluyor? Tahta geçmeden önce kendisini nasıl tanımlıyordu? Oğulları da minik devletçikler miydi? Bence bu sözü söylemedi. Söylediyse de sandığımız anlamda söylememiş olabilir.
Gianfranco Poggi, Modern Devletin Gelişimi sosyolojik bir yaklaşım adlı kitabından bir alıntı yaparak bu haşmetli Güneş Kral hakkında biraz tahmin yürütebiliriz aslında : "Fransız kralı tamamen “kamuya” ait bir kişiydi. Annesi onu herkesin önünde doğurmuştu ve o andan itibaren yaşamı, en önemsiz ayrıntılar dahil olmak üzere, sarayda şerefli görevlerdeki kişilerin gözleri önünde cereyan etmişti. Herkesin önünde uyanıp uyanıp giydiriliyor, herkesin önünde çişini, kakasını yapıyordu. Başkalarının önünde yıkanmıyordu ama zaten pek yıkandığı da yoktu. Herkesin önünde seviştiğine dair bir kanıt bilmiyorum. Ancak gelinin hangi ortamda kızlığını bozması gerektiği göz önüne alınırsa, neredeyse onu da yapıyordu. Öldüğünde gene herkesin gözü önünde, vücudu hemen parçalara ayrılıyor ve bu parçalar yaşadığı sürece kendisine hizmet etmiş önemli kişilere bir törenle dağıtılıyordu."
Böylesine boktan bir hayat sürdükten sonra bir de kurban bayramında kesilen hayvanın etinin dağıtılması gibi adamın etinin dağıtılması çok trajik bir durum bence.
14 Ekim 2017 Cumartesi
Michelangelo'nun alışveriş listesi
Michelangelo diyince akla ünlü Davut heykeli gelir. Çoğu otoriteye
göre sanatın doruk noktasına tırmanmayı başarmış isimlerden biridir.
Böyle isimlere, ulaşılması güç başarılara imza attıkları için sanırım,
kutsallık atfedilir. Bu olayın bir boyutu ve hala bu şekilde bir çok
isim yüceltilmekte. Hatta artık yüceltmenin suyu çıktı, her ego
yüceltirlir bir hale geldi. Neyse konu bu değildi. Konu Michelangelo'nun
pazardan alacak listesi. Bir mektubun arka sayfasına karalamış alacaklarını:
iki ekmek
iki ekmek
bir karaf şarap
bir ringa balığı
tortelli
–––––––––––––
bir salata
dört ekmek
bir karaf sağlam gövdeli şarap
çeyrek karaf sek şarap
bir tabak ıspanak
dört hamsi
tortelli
–––––––––––––
altı ekmek
iki rezene çorbası
bir ringa balığı
bir karaf sağlam gövdeli şarap
(bu görseli ve yazıyı kütüphanede bir kitapta görüp mü bilgisayarıma kaydetmişim veya internette görüp mü kaydetmişim maalesef hatırlamadığım için kaynak belirtemiyorum)
bir ringa balığı
tortelli
–––––––––––––
bir salata
dört ekmek
bir karaf sağlam gövdeli şarap
çeyrek karaf sek şarap
bir tabak ıspanak
dört hamsi
tortelli
–––––––––––––
altı ekmek
iki rezene çorbası
bir ringa balığı
bir karaf sağlam gövdeli şarap
(bu görseli ve yazıyı kütüphanede bir kitapta görüp mü bilgisayarıma kaydetmişim veya internette görüp mü kaydetmişim maalesef hatırlamadığım için kaynak belirtemiyorum)
24 Nisan 2017 Pazartesi
Kültürlere pencereden bakmak
Doğada mevcut olan şeylerin kültürel bir değeri yoktur. Örneğin bir taşın doğada mevcut haliyle kültürle bir bağlantısı yoktur. O taşa insan eli değdiğinde (örneğin taş yontunup, cilalanıp bir kolyeye dönüştürülürse) veya o taşla insanlar arasında bir etkileşim oluştuğunda (örneğin kutsallık veya farklı sembolik değerler atfedilirse) artık taşın kültürel serüveni başlamış olur.
Kültürler arası farklılıklar çok geniş bir yelpazede ele alınabilir. Örneğin, aynı dine mensup iki farklı milletin o dini yaşayış şekilleri ve o dine getirdikleri yorumlar farklılık gösterebilir. Bu milletlerin kültürleri dini şekillendirdiği gibi din de bu milletlerin kültürü üzerinde etki sahibi olur. En kapsamlı ve katı kuralları ihtiva eden dinler bile farklı kültürlerle etkileşime girdiklerinde o kültürlerin etkisinden nasiplerini almaları kaçınılmazdır. Bu durum bir kültürü meydana getiren tüm yapıtaşları için de aynen geçerlidir. Kültürler arasındaki bu farklılıkler gelenek ve görenekle sınırlı kalmayıp tabii çevreyi şekillendirme biçimleri yönünden de aynen geçerli olması ise aşağıda görmekte olduğunuz farklı/renkli pencerelerin meydana gelmesine sebep olmuş.
Durukan Abdulhakimoğulları
ALMANYA
AVUSTURYA
BELÇİKA
BEYAZ RUSYA
BULGARİSTAN
ÇEK
ÇEK 2
DANİMARKA
ESTONYA
FİNLANDİYA
FİNLANDİYA
FİNLANDİYA
FRANSA
FRANSA
GALLER
![]() |
GALLER |
HIRVATİSTAN
HIRVATİSTAN
HOLLANDA
HOLLANDA
HIRVATİSTAN
İNGİLTERE
İNGİLTERE
İRLANDA
İSKOÇYA
İSPANYA
İSPANYA
İSVEÇ
İSVİÇRE
İTALYA
İTALYA
İZLANDA
LETONYA
LETONYA
LİTVANYA
NORVEÇ
NORVEÇ
PORTEKİZ
RUSYA
SLOVENYA
TÜRKİYE
TÜRKİYE
UKRAYNA
UKRAYNA
YUNANİSTAN
YUNANİSTAN
Etiketler:
Durukan Abdulhakimoğulları,
Fotoğraf Sanatı,
Hayata Dair
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)