Bir
insan özellikle benim gibi bir insan ne zaman yazmaya başlar? Daha
doğrusu, ne zaman onun için yaşadıkları, hissettikleri, düşündükleri
artık ifade etmekten kaçınamayacağı bir yoğunluğa ulaşır? Bilmiyorum,
insan kendisi için böyle bir durumda olduğunu söyleyebilir mi?
Bilmiyorum. Büyük bir acı, belki bir aşk, belki de çok başka bir
sarsıntı sonucu insan kendini önemli bir kararın öncesinde; belirsiz de
olsa, yaklaşan bir değişimin huzursuzluğu içinde bulabilir. Korkulu bir
bekleyiştir bu: insan bu bilinmeyen sarsıntının yaklaştığını hissedince
bir süre ne yapacağını bilemez. Sonra bütün gücüyle, belki de daha önce
hiç hayalinden geçirmediği girişimlere atılır -daha doğrusu kendini daha
önce düşünmeye bile cesaret edemeyeceği bir eylemin içinde bulur.
Bir
eylemin içinde bulur... daha önce düşünmeye bile cesaret edemeyeceği
bir eylem... bir eylemin içinde nasıl bulur insan kendini? Hayalinden
bile geçirmediği bir eylemin içinde bulur mu kendini insan? Hayır böyle
bir şey olamaz. Hiç olmazsa daha önce tasarladığı, ya da hayal gücünü
aşmayan bir durumda insan akıl ve ruh gücünü koruyabilir. İnsan...
insan... kim bu insan?
Oğuz Atay
Eylembilim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder