Yaşamı ve ölümü felsefespri yoluyla anlamak
Hem öleceğini bilen hem de sonsuza dek yaşayacağını hayal
edebilen tek yaratık biziz. İşte bizi çıldırtan da bu zaten. Ölümden ödümüz
kopuyor. Ve yaşam, sonunda uçurumun boşluğunda kaybolmak dışında hiçbir hedefi
olmayan bu yaşam ne kadar da anlamsız. İşte tam da bu yüzden insanın ölümlülüğü
felsefenin temel sorunlarıyla iç içe geçiyor. S.2
Ölümlülüğümüzü an be an, gün be gün inkar ediyoruz. Hem de
genellikle bunu, içinde yaşadığımız toplumun yapıları ve geleneklerinin
yardımıyla kolayca yapabiliyoruz. S.12
Ölümün inkarı, uygarlığın hayatta kalma stratejisidir! S.15
Ya hepsini birbirine karıştırırsanız? Ya elinizde birbiriyle
çatışan çok fazla yaşam stratejisi varsa ve artık kim olduğunuzu bilemeyecek
haldeyseniz? Mesela, ya aynı anda hem coşkun hem bunalımdaysanız? Hani şu,
tatile çıkıp psikiyatrına, “Harika vakit geçiriyorum. Keşke ölsem,” diye not
yollayan manik-depresif gibiyseniz?
İyice düşünüldüğünde geçmiş bir ölüler deposu, artık var
olmayan, ebediyen gitmiş, geri getirilemez bir olaylar yığınıdır. Eski bir
“kendini iyi hisset” aforizması vardır: “ Bugün kalan ömrünün kalan ilk
günüdür.” Arthur Schopenhauer bunu tersyüz eder: “Bugün ölümünün son günü.
Şimdilik.”
Lord Byron:
Say neşeyle geçen saatlerini,
Say öfkeden geçen saatlerini
Ve anla ki her ne idiysen
Olmaması daha iyi bir şeydin.
Papaz, cemaatini ölümün aniden
gelişine dair uyarmaya çalışmaktadır. “Daha gün bitmeden,” diye gürler, “bu
cemaatten biri ölebilir!”
Ön sırada oturan yaşlıca bir
hanım kahkahayı basıverir.
Papaz şaşırır: “Nesi komik
bunun?”
“E” der ihtiyar hanım, “ben bu
cemaatten değilim!”
Memento Mori, Roma’da
hala Latince konuşulduğu zamanlardan kalma sıkı laflardan biridir. “Ölümlü
olduğunu hatırla! demekmiş.
Mahatma Gandi’nin dediğine bakın: “Yarın ölecekmiş gibi
yaşa, hiç ölmeyecekmişsin gibi öğren.” Ve vaktinden çok önce göçmüş bir film
yıldızı James Dean’in sözleriyle: “Sonsuza dek yaşayacakmışsın gibi düş kur,
bugün ölecekmişsin gibi yaşa.” Tom McGraw’un pek tutulan Country şarkısı,
“Ölüyormuş gibi Yaşamak”ta bulunur.
Şarkıda, doktorunun fazla ömrünün kalmadığını söylediği kırk yaşındaki bir
adamın öyküsü anlatılır. Şarkının nakarat kısmında adam bir arkadaşına şunları
söyler:
Atladım uçaktan paraşütle
Çıktım dağların en tepesine,
Boğanın sırtında kaldım 2,7 saniye
Ve sevdim derinden, söyledim tatlı dilden
Ve benden esirgenen bağışlayıcılığı sundum
Ve dedim ki,
Umarım sen de bir gün bulursun
Ölüyormuş gibi yaşama şansını.
Horward Zinn’e gçre, krallardan ve başkanlardan, kaşiflerden
ve generallerden bahseden tarih insanlığın yüzde doksan dokuzunu dışta bırakır.
S.66
Ölümsüzlüğe erişmenin en etkin yolu kuşkusuz o son anda
müthiş bir vecize yumurtlayabilmektir. Her nedense insanlar bu son sözlere çok
önem verirler, hatta mesela bir partide üçüncü bardağınızı devirdikten sonra
sarf ettiğiniz çok komik bir laftan bile daha çok.
İşte bizim en tuttuklarımızdan birkaçı:
Ölmek üzereyim veya ölüyorum: Her iki ifade de doğrudur.
Dominique Bouhours, Fransız Dilbilgisi Profesörü, ö 1702
LSD, 100 miligram
Aldous Huxley, karısına. Karısı isteğini yerine getirmiştir.
ö 1963
Böyle bitmesin. Önemli bir şeyler söylediğimi söyle herkese.
Panço Villa, Meksikalı devrimci, ö. 1923
Asklepiyus’a bir horoz borcum vardı.
Sokrates, gelmiş geçmiş filozofların bir numarası ö. MÖ. 399
Cennete değil, Cehenneme gitmek istiyorum ben. Cehennemde
papalarla, krallarla ve prenslerle takılabilirim. Diğerinde sadece dilenciler,
keşişler ve havariler var.
Niccolo Macgiavelli, siyasi filozof, ö. 1527
Karanlığa atlama sıram geldi!
İngiliz filozof Thomas Hobbes, ö. 1679
Hadi oradan! Son sözler yeterince laf edememiş aptallar
içindir!
Karl Marx, ö. 1883
s.68-69
Soru: Bir Country şarkısını tersten çalarsanız ne olur?
Yanıt: Sevgilinizi geri alabilirsiniz, kamyonunuza
kavuşabilirsiniz, hatta köpeğiniz bile eve geri dönebilir. S.76
Yunan anlayışında ruh düşüncelerin ve duyguların tahtıdır,
oysa bu tür işlevler Hint bilgelerine göre bedenin parçalarıdır. S.91
Hint yazıtlarından Garuda Purana’ya göre bir Brahman öldüren
kişi yeniden doğduğunda tüberküloza yakalanacaktır. İnek öldürenlerin de durumu
pek hoş değil: böyleleri bir dahaki gelişlerinde kambur geri zekalılar
olacaklar. Bir dahaki sefere hamburgerinize ketçap koyarken bunu hatırlamanızı
tavsiye ederiz. Ya bakire katilleri? Elbette cüzamlı. Herhalde yani. S.93
Yunanlıların ruh için kullandığı “psişepsyche” kelimesini
bizler bugün “zihin” anlamında kullanıyoruz. Psikoloji, yani “psişe”nin
incelenmesi esasında ruhun değil, zihnin incelenmesidir.
Kadın gelir ve kocasıyla en yakın arkadaşını yatakta bulur.
İnanamaz gözlerle arkadaşına bakar ve şöyle der: “Hadi ben mecburum; sana ne
oluyor?” s.168