BİR BİLİM OLARAK
BİLGİ SOSYOLOJİSİ
BİLGİLER SİSTEMİ
VE BAŞLICA BİLGİ ŞEKİLLERİ
Değişik Bilgi
Sınıflamaları
1.
Pratikle İlgisi Bakımından Bilgiler: Konkre
Bilgi ve Abstakt Bilgiler
-
Konkre Bilgi: Pratikle ilgisi olmayan veya
uygulamaya dönüştürülemeyen bilgidir. Çoğu kez ezbere dayalı bir bilgidir.
-
Abstakt Bilgi: Pratiğe dökülebilen bilgidir. S.
56
2.
Genel veya Özel Olma Açısından Bilgi: Epidemik
ve Özel Bilgi
-
Epidemik Bilgi: epidemik düzeyde bilgi, herhangi
bir perspektife bağlı bulunmayan her türlü konuda uzmanca bir bakışa dayanmayan
bilgilerdir. Hemen herkesin pek çok konuda kendisini ilgilendirdiği kadarıyla
bir bilgisi vardır ki buna episdemik bilgi denir. Mesela bir sosyoloğun fizik
üstüne düşünceleri veya bir fizikçinin toplum üstüne düşünceleri uzmanca bir
çabaya dayanmadığı, yöntemli ve sistematik bir şekilde alınmadığı sürece
epistemik bilgilerdir. S. 57
3.
Kaynak Yönünden Bilgi: Beşeri Bilgi, İlahi Bilgi
-
Beşeri bilgiden kasıt, insanın aklını ve
durumlarını kullanarak, çoğu nominal bir yolla, uzak-yakın, soyut-somut
çevresinden elde ettiği bilgilerdir.
-
İlahi bilgi ise, en somut biçimini vahiyde
gösteren aşkın bir bilgi biçimidir. Bu bilginin nesneler dünyasında doğrudan
bir karşılığı yoktur. S. 57
4.
Zihni İçerik Yönünden Bilgi: Kavramsal Bilgi,
Kuramsal Bilgi
-
Kavramsal Bilgi: felsefi, apriotik, tümden
gelimci, türetilebilen, rasyonel veya spekülatif bir bilgi olabilir.
-
Kuramsal Bilgi: Nesnel bir olgudan hareketle,
ekleme ve çıkarmalarla sistematize edilmiş bilgi.
5.
Yöntem Açısından Bilgi: Anlamalı Bilgi, Açıklamalı
Bilgi
-
Anlamalı Bilgi: ortak bir ilgi alanı içinde
sevgiyle yaklaşma yoluyla elde edilir. Felsefenin tarihsel varlık alanı olarak
nitelediği; din, dil, sanat gibi olguların kavranmasına dayanır. Bunun içindir
ki ortak çizgiler taşısa da toplumlara, gruplara ve hatta fertlere göre anlam
ve öneminde farklılık gösterir.
-
Açıklamalı Bilgi: kavrama noktasında araya bir
mantık, matematik veya fizik ilkesinin konulması yoluyla elde edilmiş bir bilgi
biçimidir. S. 58
6.
Tarz ve Tip Bakımından yapılan sınıflandırmalar:
Tarz bir şeyin konumuyla, tip ise kendi
doğasıyla ilgilidir.
DEĞİŞİK BİLGİ
TÜRLERİ
1.
Dış dünyanın algısı bilgisi
2.
Toplum, grup, biz ve başkası bilgisi
3.
Sağduyu bilgisi
4.
Teknik bilgi
5.
Politik bilgi
6.
Bilimsel bilgi
7.
Felsefi bilgi
Toplum, biz ve başkaları
bilgisi, bizi ve başkalarını birbirinden ayıran, genel dünyayı sosyal açıdan
ikiye bölen bir bilgi çeşididir. Sağduyu bilgisi ise biz bilgisinin biraz daha
billurlaştırılmış biçimidir. Bu bilgi türü kendini gelenek ve görenekte daha
çok gösterir. Endüstriyel toplumlara nazaran geleneksel toplumlarda ve hatta
aynı toplumun yaşlı kuşaklarında sağduyu bilgisinin daha ağırlıkta olduğu kabul
edilir. S. 59
Teknik bilgi,
insanların dünyaya egemen olma arzularından doğan bir bilgidir. S. 59
İlk üç tür bilgi
“Naiv hayat bilgisi” olarak tek bir isim altında toplanabilir.
Gurvitch’in
tekrar düzenlediği liste:
1.
Naiv hayat bilgisi
2.
Teknik bilgi
3.
Dini bilgi
4.
Politik bilgi
5.
Bilimsel bilgi
6.
Sanatsal bilgi
7.
Felsefi bilgi s. 60-61
BİLGİ ŞEKİLLERİ
1.
Mistik bilgi – Rasyonel bilgi
2.
Ampirik bilgi – Kavramsal bilgi
3.
Pozitif bilgi – Spekülatif bilgi
4.
Simgesel bilgi – Gerçek bilgi
5.
Kolektif bilgi – Bireysel bilgi s. 61
Birbirlerine
indirgenemeyen dört temel bilgi tarzı şunlardır:
1.
Sezgisel bilgi şekli
2.
Deneysel bilgi şekli
3.
Tecrübi bilgi şekli
4.
Dogmatik bilgi şekli
BAŞLICA BİLGİ
ŞEKİLLERİ
1.
Sezgisel Bilgi: sezgi, görünen objektif dünyanın
bilgisi demek olan rasyonel-ampirik bir bilgi anlayışına karşılık, görünmeyenin
bilinmesi, ya da aracı bir ilke ile yapılan açıklamanın dolaylığına karşılık
nesnel dünyanın “doğrudan” kavranma yolu olarak anlaşılmıştır. Görüldüğü gibi
bu iki bilgi arasındaki fark, doğrudan olup olmama sorunudur. Buna göre sezgi
doğrudan ve kesin bir bilgi yoludur.
a.
Bir varlık sorunu olarak sezgi: insanın
Tanrı’nın varlığını içinde hissetmesi (ontolojik sorun)
b.
Bir bilgi sorunu olarak sezgi: İnsanın Tanrı’nın
sınırsız bilgisiyle bir bağ kurarak, ihtiyacı olan bilgiyi doğrudan alması
(gnoseolojik sorun) 63
Bergson,
sezginin daha çok, süje-obje farkını kapatmaya yönelik doğrudanlığına,
dolayısıyla da daha güvenli bir bilgi vereceğine dikkat çekti. Sorokin ise
sezgiyi, akılcı ve duyumcu “tanıma” yollarını tamamlayan bir üçüncü bilgi
kaynağı olarak algıladı. Gelecekteki sağlıklı, kültürel ve medeni atılımların
bu senteze bağlı olduğunu savundu. S. 64
Sezginin toplumsallığı
yargımızı toplum üstü bir yönü bulunan din alanından bir örnekle
açıklayabiliriz. Bir İslam sufisinin rüyasında ve vecd türü sezilerinde Pavlos,
Hrisantos, Magnus gibi bir Hıristiyan azizini görmeyişi; bir Hıristiyan’ın da
İslam Peygamberi Hz. Muhammed, bir sahabe, Gazali veya bir başka İslam büyüğü
ile karşılaşmayışı sezginin de bir toplumsal çerçeve içinde olup bittiğini
göstermektedir. Yani sezgisel bilginin en azından ön şartları toplumsaldır. Kaldı
ki ister felsefe, ister din, isterse günlük hayatta olsun sezilen şey, ifade
edilebilmek için dil gibi toplumsal bir araca muhtaçtır. S. 64-65
2.
Tecrübi Bilgi
Tecrübi bilgi,
duyumlara dayalı, tabii olarak yaşanan sürecin sonunda elde edilen bir bilgi
biçimidir. Tecrübi bilgiyi daha iyi anlatabilmek için deneysel bilgi ile
karşılaştırabilir ve onun tam da yanında değil karşısında konumlanan bir bilgi
olduğunu söyleyebiliriz. Tecrübi bilgi, deneysel bilgi gibi kurgusal değildir,
yaşantının sonunda elde edilen bir bilgisel sonuçtur. S. 65
Tecrübi bilgi
modern öncesi ve modern dışı toplumların önemli bilgi şekillerinden birisidir. S.
65
3.
Deneysel Bilgi
Deneysel bilgi,
empirik bir yolla duyumlarla elde edilen bir bilgidir. Bununla birlikte
tecrübbi bilgiden çok farklı bir şeydir. Deneysel bilgi her ne kadar
durumlardan elde edilen bir bilgi görünümündeyse de naiv bir sürecin ürünü
değildir, kurgusal bir şeydir. Söz konusu kurgu mantık planında
gerçekleşmektedir. Bir başka deyişle deneysel bilgi rasyonel bir bilgi
biçimidir. S. 66 Tecrübi bilgide olduğu gibi doğal değildir. S. 66
4.
Dogmatik Bilgi
Dogmatik bilgi
ise bir kereliğine ortaya konan ve bir daha değişmeyeceği kabul edilen bilgi
anlayışıdır. S. 67
Dogmatizm, orta
çağ Hıristiyan düşüncesiyle bağlantılı bir olgu değil, özgür düşüncenin kalesi
sayılan felsefede başlamıştır. Gerçekten de Akademialı, Lykeioncu, Epikurosçu
ve Stoalo pek çok filozof düşüncelerini bir dogmatizm içinde ifade etmişlerdi. S.
67
BİLGİ TÜRLERİ
1.
NAİV HAYAT BİLGİSİ
Naiv hayat
bilgisi, insan hayatının bütününü içine alan bir bilgi türüdür… Bu bilgi
Gurvitch’in tipolojisinde ilk üçüne (dış dünyanın algısal bilgisi, toplum
bilgisi ve sağduyu bilgisine) karşılıktır. Bununla, insanın doğumundan ölümüne
kadar bir sosyalizasyon süreci içinde kazandığı ve sürekli artış sağladığı bir
bilgiyi kastediyoruz. S. 70
Naiv hayat bilgisinin
alanı öylesine geniştir ki yatay düzlemde ve genel haliyle diğer bütün bilgi
türlerini kapsar. S. 71
2.
Teknik Bilgi
Teknik bilginin
genel olarak toplumların doğaya egemen olma arzusundan doğduğu kabul edilir. Esasen
teknik kısaca nesneyi, üzerinde yapılabilecek bazı işlemlerle daha bir
kullanılabilir hale getirmeyi ifade etmektedir. S. 72
Scheler’e göre
teknik bilgi bir egemen olma bilgisi türü idi. Hatta bu egemenlik biçimi
üzerinde çok tartışılmış, onun varlığı bile çok farklı biçimlerde
yorumlanmıştır. Gurvitch’in ifadesiyle teknik bilgiyi, idealistler bazı
erdemlere ulaşma isteğinden, pozitivistler bilimin uygulanışından, Marksistler
üretim ilişkilerinden türetmeye çalışmışlardır. Daha spekülatif görüşler ise
dinden veya büyüden çıkarmaya uğraşmışlardır ki bu görüşler bütünüyle yanlış
olmasa bile eksiktirler. S. 73
3.
Dini Bilgi
Dinin genelde
iki yönü vardır:
a.
Fizik ötesine (ilahi transcendental varlığa)
uzanan yönü
b.
Fiziki dünyaya uzanan yönü s. 76
Dini bilgi,
amaçlılıkla naiv hayat bilgisinden, anlam verme ile kendine en yakın görünen
bilim ve felsefeden ayrılır. Çünkü bilim ve felsefe anlam vermez “açıklama”
yapar. Din ise açıklamaz, anlam verir. Dolayısıyla ikisinin boyutları da
farklıdır. S. 77
İlgi alanı
olarak şu objeler dinin bu objeler ise bilim yada felsefenin diye bir ayırım
yapılamaz. Ayrım alansal olarak yüzeyde değil perspektiftedir. Aynı objeyi din
manalandırır, bilim açıklar. Bakış açıları farklı olduğundan dolayı
perspektiflerine bağlı kaldıkları sürece çekişme de söz konusu olmaz. S. 77
4.
Politik veya İdeolojik Bilgi
Politik bilgi,
kısaca politikanın prejeksiyonunda oluşmuş bilgidir. Klasikleşmiş bir tanıma
göre göre ise politika, büyük veya küçük bir sosyal varlığı bulunduğu bir
noktadan daha iyi, ileri ve daha yüksek olduğuna inanılan bir noktaya bilgi ve
işlemidir. Bu haliyle de politika hem bir “bilim”, hem de bir “sanat” tır. Bilim
olması teorik cephesini, sanat ise bir uygulama (yöntem) olduğunu gösterir. S.
78
İdeoloji için
şöyle bir tanım verilebilir: “ideoloji, insan eyleminin amacın ı, bu amaçlara
nasıl varılacağını tanımlayan ve sosyal ve fiziki realitenin niteliğini
belirleyen bir değerlendirici prensipler sistemi olarak görülebilir” (Mardin
1999). Demek ki politik bilgi ile ideoloji belli noktalarda aynı şeyi ifade
etmektedirler. S.79
K. Mannhiem’e
göre ideoloji terimi, nesnelere ve fikirlere bir bakış yoluna işaret eder. Ancak
bu bakış “içten” bir bakıştır. Ama konusu genelde toplum, özelde onun politik
geleceğidir. S. 79
Mannheim’e göre
de ideoloji ne kadar genel görünürse görünsün sonuç olarak bir sosyal sınıfın
politik özlemlerinin evrenselleştirilmesinden ibarettir. S. 80
Politik bilginin
eyleme dönük bir yönü vardır. Bunun da pratik hedefi iktidara yakın olmak veya
onu elinde tutabilmektir. S. 80
5.
Bilimsel Bilgi
Bilimsel bilginin
alanı da yüzey olarak büyün bir naiv hayat bilgisi alanını içine alır. Ancak yine
de nesnel açıklama boyutu, anlam verme boyutuna göre daha dar ve daha
sınırlıdır. Çünkü yalnızca etik, sanat, politika gibi sahaların objeleri değil,
fiziki varlığın kaynak ve genetik problemleri, nihai sebep ve sonuçları da
bilimsel bir yolla açıklanamazlar. Buralarda bilimsel bilginin zorlanması, onu
bilimsel olmaktan çıkarır; kurgulara, içkin bir metafiziğe götürür. Mesela “canlılık”
nedir, başlangıcı nedir, sorularının cevabı bilimsel olamaz. S. 81-82
Bir taş, fiziki
ağırlığı, bileşikleri, yer kaplaması, çevresindeki nesnelerle ilişkisi gibi
özellikleri bakımından; bilimin konusudur. Aynı taş değer bakımından dinin,
estetik bakımından sanatın konusu olabilir. Kendi bakış açıları içinde
kaldıkları sürece de bu bilgi türleri arasında bir çatışma söz konusu olmaz. Bir
yerde bilgi türleri arasında çatışma varsa, orada başkasının perspektifine
müdahale ve onun görüşünü yanlış sayma var demektir. S. 82
6.
Sanatsal Bilgi
Estetik insanda
antropolojik determinasyonlardan birisidir. Teknik kullanma, inanma gibi
kategorilerle birlikte çalışır. S. 84-85
Sanatın hareket
noktası estetik (güzellik) duygusudur. O, nesnelerin bu yönünde eğilir;
doğruluk, gerçeklik, iyilik gibi bakış açıları onu ilgilendirmez. Bir estetik
perspektifiyle yatay olarak tüm nesneler ve olaylar onun konusudur. Ancak sanat,
estetik görüntü ile yetinmez, değer yapılarının da gerçekleşmesini sağlar. S.
85
Müziğin verdiği
bilginin diğer sanat türlerinden daha etkili olduğu kabul edilir. Bu güçlü
etki, sanatın insana “doğrudan” nüfuzuyla açıklanmaktadır. S. 86
Diğer bilgi
türleri gibi sanatsal bilgi de toplumsal çizgiler taşır. Her şeyden önce
sanatın kendisi toplumsal bir olgudur, çünkü sanat bir değeri gerçekleştirir,
değer ise toplumsaldır. Toplumsal olan yalnızca sevgi, hak, adalet, özgürlük,
yardımseverlik ve benzeri yüksek değerler değildir. Kişisel görünen
araç-değerlerin bile toplumsal bir yönü vardır. Çünkü bunlar her ne kadar
kişisel çıkarları yansıtıyorlarsa da yüksek değerlerin etkisi altındadırlar. S.
86-87
Günümüzde “arabesk
müzik”, çağımız insanının gerilimli halinin toplumsal bir yansımasıdır. Soyut resim,
filmlerde yoğunluk kazanan temaların hepsi sanatın verdiği bilginin toplumsal
karakterine işaret ederler. S. 87
7.
Felsefi Bilgi
Açıklayıcı olmak
bakımından bilimsel bilgi ile ortaklığı varsa da “amaçlılık” ile ondan ayrıdır.
Yani felsefi bilgi amaçlı bir bilgidir. Felsefi bilgi toplum hayatında bazı
şeyler için bir kuruculuk görevi üstlenmiştir. Makro düzeyde hayat, insan ve
evrenin açıklanması gibi konularla ilgilenmesi bakımından din ile bir yakınlığı
vardır. Ancak açıklama ilkesi onu dinden ayırır. S. 87
Felsefenin bütün
toplumlarda ilgi görmeyişinin en önemli sebeplerinden birisi, bireysel bilgi
çizgisine yakın oluşu, spekülatif yönünün ağır basması (en azından 20. Yüzyılın
ortalarına kadar), dolayısıyla da pratik hayatla bağının az olmasıdır. O, bu
bakımdan naiv hayat bilgisine en uzak bir noktada bulunmaktadır. S. 88
Salt felsefe
hiçbir toplumsal pratiğe denk düşmemektedir .s. 88
Mustafa Aydın, Bilgi
Sosyolojisi, Açılım Kitap, 3. Baskı, İstanbul, 2013