22 Ağustos 2021 Pazar

Açlık Oyunu Bozar mı? Bisiklet Hırsızları - Cennetin Çocukları 2

Açlık Oyunu Bozar mı? Bisiklet Hırsızları - Cennetin Çocukları 2

Suç olgusu sosyolojik, psikolojik, hukuki ve kriminolojik boyuttan farklı tanımlarla değerlendirilen bir olgudur. Genel olarak suç, yasak olan kural ya da yasaları çiğneyen, buna bağlı olarak otoritenin müdahalesini gerektiren fiillerdir. Suç birtakım nedenlerden ötürü meydana gelir ve bu nedenlerin farklılığı nedeniyle suçlar farklı türlere ayrılmıştır. Aynı zamanda suçun oluşması bir takım bireysel ve toplumsal faktörlerden kaynaklanmaktadır. Suçun nedenleri arasında işsizlik, aile içi sorunlar, psikolojik sorunlar, kentleşme gibi olgular yer almaktayken genel olarak suçun türleri cinayet, ırza geçme, hırsızlık, kapkaç gibi türlere ayrılmaktadır. Suçun faktörleri ise bireysel ve toplumsal faktörler olarak ikiye ayrılmaktadır. Bireysel faktörlerde yaş, cinsiyet, medeni durum ve eğitim seviyesi yer alırken toplumsal faktörler arasında kentleşme, göç, işsizlik ve ekonomik krizler, aile yapısı, medya yer almaktadır.

Genel olarak suçun nedenleri arasında yer alan unsurlar tek başlarına etkili oldukları yani “Ya şu nedenden ya da bu nedenden dolayı suç işlenmiştir” demek mevcut suçun neden işlendiğinin izahı için her zaman yeterli olmayabilir. Suçu işleyen kişi ekonomik sorunlar nedeniyle işsiz kalıp psikolojisi bozulmuş olabilir ve aile içi huzursuzlukların arkasında neden bu olabilir. Nitekim bu tür “hem-hem de…” şeklinde suç olgusunun altında yatan farklı faktörlerin birlikte yer alması mümkündür.

Suçun neden işlendiğine yönelik ortaya atılan iki ekonomik model bulunmaktadır. Bunlardan ilki, suçu işleyen kişi bir maliyet hesabı yapar. Yani işleyeceği suç karşısında elde edeceği menfaat ile yakalanması durumunda alacağı ceza neticesinde uğrayacağı zararı hesaplar. Eğer maliyet hesabı neticesinde söz konusu suçu işlemeye değerse birey bu suçu işler. İkinci modelde ise ekonomistler, suç eylemini gelir getirici bir eylem olarak görmekte ve suçluların suçu bir meslek olarak değerlendirdiğini iddia eder. Kişisel görüşüm bu iki ekonomik model farklı eğitim seviyesinde olan bireyler için geçerlidir. Örneğin, daha üst düzey eğitim almış beyaz yaka denilen kesimden biri mala yönelik suçlarda daha ziyade rüşvet, para aklama gibi suçlar işlerken eğitim düzeyi düşük olan insanlar TV, bilgisayar gibi satabileceği eşyaları çalar. Dolayısıyla maliyet hesabı modeli eğitim düzeyi yüksek bireylerin işleyebileceği suçlar için, suçun bir mesleğe dönüşmesi ise düşük eğitim düzeyli suçlular için geçerlidir.

Suçun bireysel faktörleri arasında önemli bir diğer unsur ise medeni haldir. Genel olarak en fazla suç işleyenlerin boşanmış ve boşanma aşamasında bireyler tarafından işlendiği, en az suçun ise evli bireyler tarafından işlendiği görülmektedir. Bekarlar ise bu iki kesimin arasındadır. Evlilerin suç oranlarının düşük olmasında evliliğin getirdiği sorumluluk duygusunun etkili olduğu ifade edilmektedir.

Suçla ilgili toplumsal olgular arasında yer alan işsizlik ve ekonomik sorunlarda ise genel olarak işsiz bireylerin suç işleme oranının daha yüksek olduğu ve aynı zamanda ülkeler ekonomik krizde olduğu dönemlerde suç oranlarının yükseldiği görülmektedir.

Bisiklet Hırsızları adlı film İkinci Dünya Savaşı sonrası İtalya’sında geçmektedir. Filmden anlaşıldığı üzere ülkede ekonomik sorunlar ciddi bir şekilde hissedilmektedir ve işsizlik oranı hayli yüksektir.

Başrol oyuncusu Antonio işsiz bir aile babasıdır fakat sorumluluk sahibi, ailesiyle ilgilendiği ve iyi bir ailesi olduğu anlaşılan biridir. Tek sorun yoksulluk ve işsizliktir. Antonio afiş yapıştırma işi bulur fakat bu iş için bir bisikletinin olması gerekmektedir. Eşinin desteği ile bir bisiklet satın almayı başarır fakat kısa süre içinde bisikletini çaldırır.

Çalınan bisikletinden dolayı polise gider. Fakat polisler bu durumla pek ilgilenmezler. Bu nokta suç sosyolojisi bağlamında önemlidir. Suç olgusunun önlenmesinde güvenlik birimlerine önemli bir sorumluluk düşmektedir. Genel olarak güvenlik birimlerinin sayısal olarak fazlalaşması bile suçu önleyici bir nitelik taşımaktadır. Ayrıca bireylerin güvenlik birimlerine karşı güven duygusu da suç oranlarının düşük olmasına neden olmaktadır. Fakat filmde güvenlik birimlerinin güvenilir olmadıkları ve dolayısıyla suçluları adeta cesaretlendirdikleri söylenebilir.

Polisten umduğunu bulamayan Antonio bisikletini kendi imkanlarıyla bulmaya çabalar. Bisikletini çaldığı kişiyle ilişkili birini bulur fakat o kişi hırsızı korumaya çalışır ve yerini söylememeye direnir. Sonraki süreçte hırsızın izini bulur ve peşine düşüp yakalar. Fakat mahalleli hırsızı savunarak Anronio’nun üzerine gelir. Artık bisikletini geri alma umudunu kaybettikten sonra ise kendisi de bir bisiklet çalmaya yeltenir. Fakat tam çalacağı esnada yakalanır. Çalacağı bisikletin sahibi Antonio’nun oğlunu görünce şikayetçi olmaktan vaz geçer.

Antonio sorumluluk sahibi bir aile babası olarak hırsızlık yapmaya karar vermesinde suçu bir meslek olarak görmek gibi bir neden söz konusu değildir. Maliyet yaklaşımı bakımından ise Antonio’nun yaptığı rasyonel bir eylem değildir. Çünkü bisikletin kendisine getireceği ekonomik yarardan çok daha fazla ceza çekmesi söz konusudur. Dolayısıyla Antonio hırsızlığı ne maliyet hesabı yaparak karar vermiştir ne de hırsızlığı meslek olarak edinmiştir. Antonio sadece çaresiz kalmış biridir. Öte yandan hırsızı saklayan mahalle halkı muhtemelen hırsızlığı bir meslek olarak edinmiş olma ihtimalleri söz konusu olabilir. 

 Önceki film analizimde “açlık oyunu bozar” mı başlığı kullanmıştım. “Yoksulluk insanların suç işlemeleri için bir neden olabilir mi?” sorusunu yanıtlamaya çalışmıştım. Doğu-Batı kültürel farklılıkları ekseninde bu soruya yanıt aramıştım. Cennetin çocukları adlı filmde suç işlenmezken Bisiklet hırsızları adlı filmde suç unsuru işlenmeden önlenmişti. Suç olgusu ile yoksulluk arasında korelasyon olmakla birlikte yoksul insanların kültürleri nedeniyle gene de suç işleyemeyebileceklerini söylemiştim. Fakat bu değerlendirmemde bir başka noktanın daha üstünü çizmek istiyorum ve önceki yazımın aksini iddia ediyorum. Cennetin Çocukları adlı filmde cemaatçi bir toplum görmekteyiz. Yoksul olsalar bile toplumsal dayanışma söz konusudur. Oysa Bisiklet Hırsızları adlı filmde cemiyetçi bir yapı söz konusudur. Dolayısıyla bireycilik ön plandadır ve toplumsal dayanışma zayıftır. Bu nedenle Doğu kültürü – Batı kültürü ayrımı bu bağlamda yoksulluk suç ilişkisi açısından doğru bir analiz niteliği taşımamaktadır.

 Durukan Abdulhakimoğulları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder