KESİN İNANÇLILAR
Kitle Hareketlerinin
Anatomisi
Kesin
İnançlılar adlı kitapta kaynağı farklı olan devrimlerin ve sosyal hareketlerin ortak özellikleri incelenmiştir.
Bütün kitle hareketleri, destekçileri tarafından birlikte hareket edilerek gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu yüzden kitle hareketleri, adından da anlaşılacağı gibi belirli bir kitlenin gerçekleştirdiği gayreti, nefreti ve hoş görmezliği körükler(Hoffer,17). Kitle hareketlerinde bu hareketleri meydana getiren unsurlar birbirlerinden farklı olabilir. Nazi hareketi ile Komünist hareketi veya Afro-Amerikan hareketlerinin sebepleri birbirlerinden farklı olsa da temel amaçları aynı doğrultudadır.
Kesin
İnançlılar, başlıca kitle hareketlerinin gerçekleştikleri dönemle
ilgilenmektedir. Bu dönemler “kesin inanç” adamının yani “hayatını kutsal
saydığı bir amaç için feda etmeye hazır olan kişilerin” yürüttüğü dönemlerdir
ve bu kişilerin karakteristik özellikleri incelenmiştir.(Hoffer,18). Kitaba
göre kesin inanç adamının karakteri iki
şekilde meydana gelir:
1. Hayal
kırıklığının sebebi, başka hiçbir dış etken/uyaran olmaksızın kesin inanç
adamının karakterinin oluşmasına sebep olur.
2. Hayal
kırıklığına uğramış insanlar etkili bir saptırma tekniğiyle istenilen yönde eğitilebilir.
BÖLÜM
BİR: KİTLE HAREKETLERİNİN ÇEKİCİ YÖNÜ
Değişiklik İsteği
Devrimci
bir harekete katılan insanların çoğu bu harekete kendi yaşam koşullarında bir
değişik ihtimalinin çekiciliği ve umuduyla katılırlar. Bununla birlikte dini ve
milliyetçi hareketler güdücü kuvvet olarak kullanılıp uyuyan bir toplumun
uyandırılmasını veya toplum hayatının geleneklerinde temelden reformlar
yapılmasında gayret kaynağı olarak kullanılabilir(Hoffer,23). Örneğin
İslamiyet, Arap topluluğunda örgütleyici ve modernleştirici bir ortam meydana
getirmiştir. Hıristiyanlık, Avrupa’nın vahşi kabileleri arasında bir uygarlaşma
ve modernleşme etkisi yaratmıştır(Hoffer,24).
Çağımızda
yaşanan kitle hareketleri ya devrimci ya da milliyetçidir veya her ikisini de
birlikte ihtiva eder. Fransız ve Rus devrimleri birer milliyetçi hareket
şeklinde gerçekleşmeleri, milliyetçi hareketin modern çağda milliyetçilik,
kitleleri heyecanlandıran en önemli unsur olduğunu gösterir(Hoffer,24). Örneğin
Japonya’nın olağanüstü kalkınmasında Japon milliyetçiliğinin canlanması sebep
olmuştur. Almanya’nın hızlı bir şekilde modernleşmesinde gene milliyetçilik
önemli bir unsurdur.
Hayal
kırıklığına uğrayan insanlar da bunun sebebini dış dünyada bulabilir ve bu
sebepten ötürü hayal kırıklığına uğramasına sebep olan düzeni değiştirmek
isteyebilir. H.D. Troreau bu durum için diyor ki: “Bir insanın işlerini
görmesine engel olacak bir derdi varsa, hatta karnı bile ağrıyorsa, bunun için
dünyaya yeni bir düzen verilmesi gerektiğine inanır.”(Hoffer,26)
Bir
hoşnutsuzluğun var olması her zaman değişikliğe sebep olmaz. Hoşnutsuzluğa
itiraz edilebilmesi için insanların itiraz edebilecek cesarete kuvvete sahip
olması gerekir. Çevresi tarafından korkutulan, kendinde itiraz edecek cesareti
bulamayan insanlar var olan düzeni değiştiremez. Toplumsal statüsü düşük dahi
olsa bir devrimi gerçekleştirecek olan insanların kendilerinin kuvvetli
olduklarını inanmaları gerekmektedir. Fransız Devriminde insan mantığının
yüceliği, Bolşevik devriminde Marksist öğretinin tamamen kusursuz ve doğru
olduğuna inanan insanlar kendilerinde devrim yapacak gücü bulmuşlardır(Hoffer,28)
Bir
kitle hareketine katılan insanlar, beğenmedikleri benliklerinden kurtulma amacı
güderler. Kitle hareketi içinde yükselme amacı söz konusu değildir, asıl amaç
kişilerin kendinden kurtulma arzusudur(Hoffer,32).
Hayal
kırıklığına uğramış kişi için bir kitle hareketi ya bütün benliğin değişmesi
imkanını vaat eder veya kendi şahıslarında kaynağı bulunmayan fakat yaşamaları
için gerekli olan gaye, öğünme, güven, ümit ve değer gibi nitelikler vaat
eder.(Hoffer,33)
Kutsal
bir amaca olan inanç bir insanın kendine olan inancın yerini alabilir.
Kendisine inancı az olan insanlarda ulusuna, dinine, ırkının mükemmelliğine
yönündeki inanç kuvvetli olur. Aynı şekilde bir amacı olan, kendisiyle meşgul
insanlar kendiişleriyle ilgilenir. İşlerini önemsemeyen, meşguliyetlerini
değerli bulmayan insanlar başkalarının işleriyle meşgul olmayı yeğlerler.
Başkalarının yaşamıyla ilgilenip kendisinden uzaklaşan insanlar başa insanlar
için sorun oluşturabilir.
Bir
kitle hareketinin en kuvvetli çekiciliği kişilerde geleceğe bağlı ümit
yaratmasıdır.(…) İşsiz kalan kişilerin, kendilerine maddi yardım yapandan çok
kendilerine ümit aşılayanları takip edecekleri daha kuvvetli bir
ihtimaldir(Hoffer,35)
Kitle Hareketleri
Arasında Transfer
Bir
kitle hareketine katılmaya hazır duruma gelen insanlar genellikle etkili olan
herhangi bir harekete katılabilecek duruma gelmiştir demektir (Hoffer,36)
Rusya’nın son
sıkışık devresinde Yahudi halkı ya Siyonizm’e ya da Komünist devrimine
katılmaya hazır vaziyetteydi. Dr. Hayim Weizmann, annesinin şöyle söylediğinden
bahseder: “Her ne olursa olsun sonuç benim için iyidir. Eğer Samuel (devrimci
oğul) haklı ise Rusya’da hepimiz mutlu yaşayacağız ve eğer Hayim (Siyonist
oğul) haklı ise, o zaman Filistin’e gidip orada yerleşeceğiz.(Hoffer,36)
Kitle
hareketli nadiren tek yönlüdür. Genellikle kitle hareketle farklı unsurları ihtiva
eder. Örneğin Hz. Musa ile İbranilerin isyan edip Mısır’dan çıkması hem dini
hem milliyetçi bir harekettir. Fransız Devrimi yeni bir din olmuştur; “bu dinin
temel noktası, Hürriyet ve Kutsal Eşitlik şeklinde Devrimin prensipleri halini
almıştır. Hatta kendine özel ve Katolik merasiminden alınma bir ibadet şekli de
vardır. Aynı zamanda Fransız Devrimi milliyetçi bir harekettir. (Hoffer,39)
BÖLÜM
İKİ: İNANÇ DEĞİŞTİRMEYE HAZIR KİŞİLER
Toplum Üzerinde Alt
Uçların Etkisi
Ayaktakımı
ve isyankar fertleri bulunmayan bir ulus, sakin, düzenli, hoş ve nezihtir fakat
belki de doğacak yeniliklerin tohumundan yoksundur.
Hoşnutsuz
kişiler her çeşit halk arasında bulunursa da en çok şu kategorideki kimseler
arasında bulunur (Hoffer,47).
a. Yoksul
sınıf
b. Topluma
uyamayanlar
c. Başıboşlar
d. Azınlıklar
e. Delikanlı
çağındaki gençler
f.
Muhterisler (aşılamayacak engeller veya
hudutsuz fırsatlarla karşı karşıya olanların hepsi
g. Bir
ayıp veya sabit fikrin pençesine düşmüş olanlar
h. Aciz
olanlar
Yoksul Sınıf
Yoksul
sınıf kendi içinde gruplara ayrılır. Bu gruplar:
-
Yeni Yoksul: Hayal kırıklığı ile kalbi
burkulanlar genellikle yoksulluğu eski olmayan “yeni yoksul”lardır. Kendilerine
ait mal varlıkları ve belirli bir statüleri varken bu varlıkların ellerinden
alınması sonucu oluşan yoksulluktur. Almanya ve İtalya’da Nazi ve Faşist
devrimlerinin esas destekleyicisi, tahrip edilen orta sınıftan gelen yeni yoksullardır.
(Hoffer,49)
-
Düşkün Yoksullar: Tok karna yatağa
girmenin bir zafer haline geldiği yoksulluk düzeyidir. Fransız ve Rus
devriminde bu yoksul kesim önemli rol oynamıştır.
-
Hür Yoksullar: Köleler ve kölelikten
azat edilen, köleliğin toplumsal bir olgu haline geldiği yerlerde gözlemlenen
bir yoksulluktur.
-
Yaratıcı Yoksullar: Yaratıcılık imkanına
sahip yoksullar genelde hayal kırıklığına kapılmazlar. Üretme yeteneği olan
insanlardan oluşur. Modern çağda, hayal kırıklığına uğrayan insanların artması
ve fertlerin kitle hareketleri tarafından kolayca etkilenmeleri sebeplerinden
biri de belki de el sanatlarının azalmış olmasıdır(Hoffer,56)
-
Birleşmiş Yoksullar: Belli bir grupta
görülmesidir. Bir ailede veya bir kabilede yoksulluğun görülmesi buna örnek
olarak verilebilir. Birleşmiş yoksulluğun yaşandığı grupların aldatıcı bir
isyana katılma olasılığı bireysel yoksulluğa göre çok daha düşüktür.
Kitle
hareketleri için en uygun ortam toplumsal sapmaların meydana geldiği yerdir.
Topluluk mekanizmasında meydana gelen aksaklıklar toplumsal hareketleri
tetikler. Toplumsal sapmaların olduğu bir toplumda propagandalar daha etkili ve
daha inandırıcıdır(Hoffer,64) buna karşılık birlik ve beraberlik duygusunun
güçlü olduğu yerlerde toplumsal hareketlerin meydana gelmesi oldukça
zordur(Hoffer,65)
Azınlıklar
Azınlıklar
yasalarla korunma altına alınsa dahi içlerindeki güvensizlik duygusu hep sürer.
Kimliğini baskın kimlik karşısında koruyan azınlıklar hayal kırıklığına daha az
uğrarken baskın kimliğe karşı direnci az olan azınlıklarda hayal kırıklığına
uğrama olasılığı çok daha yüksektir. Bu noktada azınlıklar içerisinde sosyal statüsü
en düşük ve en yüksek olanlar toplumsal hareketlerinde başarılı olmuşlardır.
Yahudiler arasında Siyonizm’i en çok benimseyenler en az ve en çok başarılı
olanlardır; ve Amerika Zencileri arasında en ırkçı olanlar en az ve en çok
başarılı olanlardır (Hoffer,74-75)
Suçlular
Gerek
pişmanlığın gerekse belaya uğramışlık duygusunun, insanları aynı yöne ittiği
görülmektedir(Hoffer,78). Kutsal bir amacı kucaklayan suçlu kişinin, can ve mal
güvenliği endişesine düşmüş bir kişiden daha kolaylıkla hayatını tehlikeye
araca ve kutsal amacının savunmasında daha aşırılığa gidebileceği düşünülür
(Hoffer,79)
BÖLÜM ÜÇ: BİRLİKTE HAREKET ve NEFSİNDEN FEDAKARLIK
Kitle
hareketlerinin başarısını ancak “birlikte hareket” ve “nefsinden fedakarlık”
ile mümkündür(Hoffer,83).
Fedakarlığı Arttıran
Faktörler
-
Kolektif Bir Topluluğun Kimliğini
Taşımak: Bir topluluğun kimliğini taşımak fedakarlığın artmasına sebep
olabilir. Bu kimlik Müslümanlık, Hıristiyanlık, bir kabile üyesi olmak, Japon,
Alman olmak gibi görülebilir. Aitlik duygusu, bir inanca sahip olmak
fedakarlığı tetikler.
-
Uydur İnan Faktörü: Hoffer’in
“Uydur-İnan” diye tanımladığı, propagandaların etkisine kapılan insanlarda
fedakarlık duygusu had safhaya çıkabilir. Kitle hareketlerinde en etkili
dinamiği uydur-inan faktörüdür(Hoffer,91)
-
Şimdiki Zamanın Gözden Düşürülmesi:
Şimdiki zamanın gözden düşürülmesi propaganda şeklinde gerçekleşir ve amaç
dünya nimetlerine yüz çevirmeymiş gibi gösterilir. Kitle hareketlerinin
amaçlarında meydana gelen uygulama imkansızlığı şimdiki zamana açılan bir
savaşla örtbas edilmek istenir.(Hoffer,93)
-
Henüz Var Olmayan Şeyler: İnsanların
ölümü göze almalarına sebep olan şeyler sahip olduklarından daha ziyade
gelecekte sahip olacaklarına inandıkları şeylerden kaynaklanır uğrunadır.
Hoffer’a göre “Canını feda etme duygusu yaratan şey, sahip olunanlar değil
fakat sahip olunmayanın özlemini çekmektir.”(Hoffer,100)
-
Doktrin(Öğreti): Bir kitle hareketine
insanları gönülden bağlamanın yolu bu kitle hareketini bir öğreti ile iyice
meşrulaştırmaktır. Bu öğreti bir din, bir ideoloji olabilir. Aynı zamanda bu
ikisi arasındaki ince ayrım çoğu zaman ortadan kalkmaktadır. Hoffer’a göre “bir
öğreti, etkili olabilmek için anlaşılmaz fakat inanılır olmalıdır. İnsanlar
sadece anlamadıkları şeylerden kesinlikle emin olurlar. Anlaşılır bir öğreti
kuvvetten yoksundur.” (Hoffer,103)
-
Müfritlik(Aşırılık): Müfrit bir prensip
adamı değildir. Çıkarları peşinde koşan, bir kutsal amaçtan bir başka amacın
peşine düşebilen biridir. Böyle insanların aklına hitap edilemez fakat inandığı
değerlerin değişmesi sağlanabilir. Dindar müfritler ve inançsız müfritler ortak
bir payede buluşur; biri bir Tanrının mevcudiyetine inanırken diğeri bir
tanrının olmadığına inanır. En nihayetinde inanç noktasında aynı zaviyeden
amaçlarına hizmet için çaba sarf ederler.(Hoffer,61-62)
Fedakarlığı
Arttıran Faktörler
Kitle
hareketleri bir Tanrıya inanmaksızın doğabilir ve genişleyebilir, fakat ortada
nefrederi üzerine çekecek bir düşman olmaksızın genişleyemez. Bir kitle
hareketinin gücü, seçmiş olduğu düşmanın canlılığı ile doğru orantılıdır. Yahudilerin
imha edilmesini arzu edip etmediği sorulduğu zaman Hitler şöyle cevap vermişti:
“Hayır... İmha edersek onları yeniden yaratmamız gerekecektir. Sadece ismen
değil, cismen mevcut bir düşmanımızın bulunması esastır.”* F. A. Voigt, 1932’de
Nasyonal Sosyalist hareketini incelemek üzere Berlin’e gelmiş bir Japon
heyetinden bahseder. Voigt heyetin bir üyesine hareket hakkında ne düşündüğünü
sorduğu zaman aldığı cevap şöyle olmuştur: “Hareket fevkaladedir. Buna benzer
bir hareketi, biz de Japonya’da yapmak isterdik fakat maalesef Japonya’da
Yahudiler yok.”
- Nefret: Bir kitle hareketi, harekete mensup insanların ortak nefret duyduğu bir unsur olmaksızın gerçekleşmesi hayli zordur. Naziler için Yahudiler böyleydi, Ruslar için Amerika ve Batı emperyalizmi kendilerini destekleyen kitlenin birliğini ve hizmete olan titizliklerini arttırmakta etkilidir(Hoffer,114-115)
-
Taklitçilik: Taklitçilik ile kasıt,
kitle hareketi içerisinde yeni oluşan normların kalıplaşması yani kitle
hareketinin normatif düzeyde kabulünün gerçekleşmesi için gerekli olan
kurumsallaşmanın sağlanmasıdır.
-
Kandırış ve Zorlama: Kitleleri
kandırmanın en kuvvetli yolu propagandalardır(Hoffer,127). Kitle hareketlerinin
başarılı olması için propagandanın güçlü olması gereklidir.
-
Liderlik: Liderler yoktan bir kitle
hareketi meydana getiremezler. Bir kitle hareketinin meydana gelmesi için
mevcut düzenden rahatsızlık duyan, hoşnut olmayan insanların olması
gerekmektedir. Liderin karakteristik özellikleri kitle hareketlerinin
başarısında kritik önem taşımaktadır. Kitle hareketine uygun bir ortam olmaksızın
liderlerin etkisi mümkün değildir. Lenin, Hitler, Mussolini gibi isimlerin
başarısız olmalarının sebebi karakteristik özelliklerinin yanı sıra halkın tam
anlamıyla liderlerini desteklememeleridir(Hoffer,133-134)
-
Meşguliyet: Bir kitle hareketinde mevcut
amaç uğrunda meşgul olunmadığı sürece başarıya ulaşılamaz.
KAYNAKÇA
Hoffer,
Eric. Kesin İnançlılar Kitle Hareketlerinin Anatomisi, 4 Baskı, Çev. Erkıl
Günur, Akran Yayıncılık, İstanbul, 1988