Güvercin Gerdanlığı, güvercinlerin boynunda bulunan halka
biçimindeki tüyler, klasik İslam edebiyatında, boyna geçen ve ölünceye kadar
çıkmayan ‘aşk zinciri’ sembolü olarak birçok şair tarafından kullanılmıştır.
Sevgiye ve Sevenlere Dair
Aşk şakayla başlar, ciddi durumlarla biter. Aşkın çeşitli şekilleri tanımı yapılamayacak kadar
inceliklerle doludur. Onlar ancak aşık olunca anlaşılabilir. Aşk ne din tarafından inkar edilir, ne de
yasalarca yasaklanabilir. Çünkü yürekler Allah’ın elindedir.
İnsanlar aşkın mahiyeti üzerinde tam
anlamıyla anlaşamadılar. Üzerinde çok kafa yordular ve uzun incelemeler
yaptılar. Benim düşünceme göre aşk, ruhların çeşitli yaratıklar arasında
bölünmüş parçalarının birleştirilmesidir. Bu birleşme, onların en yüksek temel
öğelerinden meydana gelir.
Aramızda karşıtların birbirini ittiğini, benzerler birbirini
çektiğini, hemcinslerin birbiriyle uyum sağladığını bilmeyen yoktur. Niçin aynı
durumlar ruhlar için söz konusu olmasın?
Eğer aşkın nedeni bedenin biçimsel
güzelliği olsaydı, daha az güzel olandan bir şeyler geri tepilmiş olurdu
kesinlikle.
Eğer aşkın nedeni huyların
ahenkliğinde olmuş olsaydı; hiç kimse kendine hoş görünmenin yollarını aramayan
ve kendisiyle uyuşmayan kimseleri sevmezdi. Buradan şu sonuca varıyoruz: Aşk bizzat
ruhta olan bir şeydir.
En yüksek nitelikteki aşk, yüce Allah’ta sevişenlerinkidir.
Sevgi türlerinin nedenleri yok
olunca kendileri de yok olur. Nedenleri artınca sevgiler de artar; nedenler
küçülünce sevgiler de küçülür; nedenler yaklaştıkça sevgiler de sığlaşır ve
yoğunlaşır. Nedenler uzaklaştıkça sevgiler de çözülür ve dağılır. Ruhu
kucaklayan gerçek sevgi bu kuralın dışındadır kuşkusuz.
Eğer aralarında doğal nitelikler bakımından bir uyuşma ya da
benzeşme yoksa birbirini seven iki kişi gösteremezsiniz.
İnananların ruhları birbiriyle iyi tanışır ve anlaşırlar.
Çok sevgili dostum, aşk göz
açtırmayan bir derttir. Bu derdin ilacı, acısıyla orantılıdır. Bu öyle bir
hastalıktır ki, hasta zevk alır. Öyle bir acıdır ki dert sahibi arzu eder. Bu
derde kim uğrarsa artık iyileşmek istemez. Acı çeken ise, bu acıdan kurtulmayı
dilemez. Aşk insana, vaktiyle iğrendiği şeyleri süslü püslü gösterir. Kendisine
zor gibi gözüken şeyleri kolay gösterir. Doğuştan olan huyları ve doğal
eğilimleri değiştirecek kadar ileri gider.
Aşkın Belirtileri
Her zeki insanın aniden
yakalanabileceği, anlayışlı kişilerin keşfedebileceği belirtileri vardır aşkın.
İlki, sevgiliyi derinden derine
seyre dalmaktır. Göz ruha açılan büyük
bir penceredir. Gönlün sırlarını keşfe çalışır ve en gizli düşüncelerini açığa
vurur. Gönül tercümanıdır göz.
Sevgilinin sözünü can kulağıyla
dinlemek, ileri sürdüğü her şeyden dolayı hayret etmek, bütünüyle saçma sapan
şeyler konuşsa, yalan bile söylese ona hak vermek, haksız olduğu anlarda dahi onu doğrulamak,
büyük haksızlıklar karşısında bile ona tanıklık etmek, ne yaparsa yapsın, ne
ederse etsin bütünüyle onu izlemek, bütün bunlar aşkın belirtilerindendir.
O zamana kadar başkalarına
vermekten kaçındığı malının tümünü bir anda dağıtmaya başlayan kimse için de
aşk belirtileri söz konusudur. Bundan böyle bağış yapan ve mutlu olması gereken
insandır sanki….Böylelikle nice cimri
cömert, nice kaba insanlar kibar ve ince, nice bilgisizler bilgili ve kültürlü,
nice korkaklar cesur ve şecaatlı, nice nahoşlar nazik, nice düşük kimseler
güzel oldular.
Aşkın öteki belirtileri ise
şunlardır: Aşık sevdiğinin adını kendi kendine tekrarladıkça bundan hoşlanır.
Ondan söz etmekten büyük tad alır ve bu durum onda tuhaf bir merak haline
gelir; hiçbir şey onu bu kadar tatmin edip doyurmaz; onun gerçek duygularını ve
düşüncelerini, o esnada işitip anlamaları aşığı o denli ilgilendirmez.
Aşk insanı kör ve sağır eder.
Öyle zaman olur ki seven sevgilisinin cefasına kaygısızca
katlanır.
Uzun Görüşmeler Sonucu Sevenler
Öyle kişiler vardır ki sevgileri
ancak uzun konuşmalar, sık sık görüşmeler ve zamanla elde edilen sıcak ilgiden
sonra gerçekleşir. İşte bu tür sevgiler var olma, sürüp gitme ve uzun gecelere
dayanabilme şansına sahiptir: Zorluklarla elde edilen şey kolay elden çıkmaz.
Sözle İma Etme
Biriyle dostluk kurmak isteyenlerin ve birilerini
sevenlerin sevdiklerine karşı duygularını açığa vurmak için kullandıkları ilk
yöntem imalı sözler söylemektir.
Vefa
Vefanın, bağlılığın birinci
derecesi, insanın öncelikle kendisine bağlı olana içten bağlı olmasıdır.Bu, hem
aşık hem de sevgili üzerine düşen vazgeçilmez bir sorumluluk ve mutlak bir
görevdir. Bundan ancak soyu kötü, ahlakı bozuk, hayırdan yoksun olanlar
uzaktır.
Vefanın ikinci derecesi size
hainlik edene vefakar olmaktır. Bu, sevgili için değil, yalnızca aşık için söz
konusudur.
Bağlılığın, vefanın üçüncü derecesi
ise, tüm umutlar yitirilse, sevgili ölse, ya da dünyadan beklenmedik bir
felaketle göçse bile, vefakar olmaktır.
Bil ki, vefa sevgiliden daha çok aşık için kaçınılmaz bir
zorunluluktur. Aşık için oldukça önemli bir şarttır.
Ayrılık
Biliyoruz ki her birleşen,
kaderin bir gerçeği olarak, bir gün mutlaka ayrılır; her yaklaşan bir gün
uzaklaşmaya adaydır. Allah’ın insanlara ve ülkelere koyduğu şaşmaz ilahi kanun
böyledir.
Bilge kişilerden biri, “Ayrılık ölümün kardeşidir” diyen
bir adama, “Hayır” dedi, “doğrusu ölüm ayrılığın kardeşidir.”