Stranford Üniversitesinde psikoloji bölümünde
yapılan bir sosyal deneyi anlatıyor. Deneklere dolgun bir ücret
veriliyor ve kimisinden gardiyan kimisinden ise mahkum olması isteniyor.
Her iki grup da kendilerini rollerine fazlasıyla kaptırıyor ve olaylar
bir hayli karışıyor. Filmi izlerken o sarışın gardiyanı "ah bir elime
geçsem senin...", "vur ulan o..." diye gaza gelip ekrana
küfredebilirsiniz. Ben ettim.
Akıllı olsun derler analar babalar Oğulları olduğunda. Ben ise aklımla İçine ettim tüm yaşantımın. Şimdi yalnızca Bilgisiz ve düşüncesiz biri Olmasını diliyorum oğlumun. O zaman rahat bir yaşam sürer işte Bakan olarak kabinede.
Şimdiye
kadar okuduğum bir tutam kitaptan gözlemlediğime göre, yaşamın iyice
içinde olan kişiler, yaşamı yoğuran kişiler, yaşamın ta kendisi olan
kişiler, az yiyorlar, az uyuyorlar, ya pek az şeyleri oluyor, ya hiçbir
şeyleri olmuyor. Görevmiş, hısım akrabalığın sürdürülmesiymiş, devletin
korumasıymış, böyle boş kavramlar yok kafalarında. Gerçekle
ilgileniyorlar, yalnızca bir tek eylem tanıyorlar: Yaratmak. Yaptıkları
işte kendilerine buyuranlar yok; çünkü yalnızca kendilerine verdikleri
sözü yerine getiriyorlar. Tek gerçek verme yolu o olduğu için karşılık
beklemeden veriyorlar. Herkes, kişiliğini unuttuğunda, başkaları
için kurtarıcı olabilir! Çevremizde algıladığımız ve suçunu yaşama
yüklediğimiz hastalık, acı ve tiksinti, gerçekte içimizde taşıdığımız
kötülüğün bir sonucudur. Korunmalar bizi hiçbir zaman yeryüzü
hastalığından kurtaramaz. Çünkü dünyayı içimizde taşırız.
Her gün
en güzel dürtülerimizi katlediyoruz. İşte bu nedenle, usta birinin
elinden çıkmış satırları okuyup benimsediğimizde taze hislerimizi
boğuyormuşuz gibi canımız acıyor; çünkü kendi gücümüze, kendi hakikat ve
güzellik ölçütlerimize inancımız yok. Her insan sessiz kaldığında,
kendisine karşı gözükara dürüst olduğunda, en derin hakikatleri dile
getirebilir. Hepimiz bu kaynaktan besleniriz. Şeylerin kökenine dair
hiçbir gizem yoktur. Tüm krallar, ozanlar, müzisyenler, hepimiz
yaratımın bir parçasıyız; yalnızca kendimizi açmamız, zaten orada
olanları keşfetmemiz gerekir.
Gerçek özgürlüğü istediğimiz
takdirde özgür olacağız. Şimdi makineler gibi düşünüyoruz; çünkü
makineleştik. Güç kazanmaya çalışmakla, gücün çaresiz kurbanları
oluyoruz. Aşkı ifade etmeyi öğrendiğimiz gün, aşkı tanıyacak, aşka sahip
olacağız. Ve aşka sahip olmamız diğer şeyleri geride bırakacaktır.
Yorumlar, nedenler önemsizdi; kesin değildi. Önemli olan insanın edimleriydi. Değişmez tek bir kesinlik vardı insan için: Ölüm.
Sağdı daha, her şey elindeydi. İpi
boynundan çıkarabilir, bir süre daha bekleyebilir, kaçabilir, karakola
gidebilir, konağı yakabilirdi. Dayanılacak gibi değildi bu özgürlük. Bir oteli yönetmekle bir kurumu, geniş
bir işletmeyi, bir ülkeyi yönetmek aynı şeydi aslında. İnsan kendini,
olanaklarını tanımaya, gerçek sorumluluğun ne olduğunu anlamaya
başlayınca bocalıyordu, dayanamıyordu. Ülkeleri yönetenler iyi ki
bilmiyorlardı bunu; yoksa bir otel yöneticisinin yapabileceğinden çok
daha büyük hasarlar yaparlardı yeryüzünde.
İşte size ileri görüşlü bir hanımefendi. Şu sıralar hayli moda
olan aynada kendi fotoğrafını çekmenin ilk örneği 1900'lü yılların
başında çekilen bu fotoğraf. O zamanın teknolojisiyle hayli uğraşmış
olsa gerek...
Ancak fantastik filmlerde ya da kışın çok soğuk geçtiği yerlerde gördüğümüz donmuş nehirler, göller misali vaktiyle Marmara Denizi de donmuş. 1929 yılında o kadar soğuk olmuş ki, Haliç
donmuş. Benzer bir soğuk 1954 yılında yaşanmış, bu sefer Karadeniz'in
kuzeyinden gelen buz kütleleri bıoğazı kapamış, kullanılmaz hale
getirmiş. Yaklaşık iki hafta bu böyle devam etmiş.
Bir taş
at.
Bir taş daha at.
Bir şiir ateşle. Bir yumruk yükselt.
Sesini yükselt.
Bir çocuk yetiştir.
Bir maske tak.
Duvara bir slogan yaz.
Şehitleri an.
Bir hayal kur.
Bir barikat kur.
Tarihine sahip çık.
Sokaklara sahip çık.
Bir slogan at.
Bir kurşun at.
Bir tohum ek.
Bir ateş yak.
Bir cam kır.
Terle.
Sahte belge düzenle.
Bir bildiri bastır.
Bir kanun kaçağını barındır.
Bir yara sar.
Bir dosta sevgi göster.
Silahını temizle.
Hakikati söyle.
Bir miting düzenle.
Arkanı kolla.
Gökyüzüne bak.
İz bırakma.
İşçilerden öğren.
Bir yoldaşa öğret.
Bir hücreyi ziyaret et.
Bir savaş esirini kurtar.
FBI'ın gizli dosyalarını çal.
Kendi kalbini çal.
Parolayı aklında tut.
Bir aynasızı silahsızlandır.
Bir füzeyi çalışmaz hale getir.
Bir fıkra anlat.
Bir plan yap.
Bir ümit ışığı gör.
İsmini değiştir.
Bir teoriyi test et.
Bir dogmaya meydan oku.
Korkunu kullan.
Bir damla gözyaşı akıt.
Haritayı incele.
Hainlerle hesaplaş.
Ağırlığını hakkıyla taşı.
Biraz daha ağırlık kazan.
Sevmek için mücadele et.
Sevdiğini bir daha söyle.
Sınırı aş.