MEDYA VE
KÜLTÜR:
KÜLTÜRÜN
MEDYA ARACILIĞIYLA KÜRESELLEŞMESİ
Hasan Hüseyin
TAYLAN
Ümit ARKLAN
Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: X, Sayı
1, Haziran 2008
ÖZET
Küreselleşmenin ürünlerinden biri
olarak küresel kültür, gitgide kendine geniş yaşam alanları da bularak
yaygınlaşmaktadır. Kuşkusuz, yaygınlaşmasında kitle iletişim araçlarının rolü
yadsınamaz. Küreselleşme sürecinde aktif rol oynayan medya, medya sahipliği ve
küreselleşme aktörlerinin birlikteliği bağlamında hakim kültürün diğer
kültürler üzerinde başat rol oynamasına imkan sağlamaktadır. Bu doğrultuda
çalışma, gerek yerel, gerekse küresel kültürün medya aracılığıyla yerelliklerin
aleyhine olacak şekilde küreselleştiği varsayımından hareketle
sınırlandırılmaktadır.
Çalışmada, küreselleşmenin aktörlerine
ait kültürün diğer kültürlere medya yoluyla benimsetildiği ve yerel kültürlerin
medyalar aracılığıyla küreselleşme sürecinde kendilerini ifade etme imkanı
bulduğu yolundaki iki farklı sorunsalın tartışılması, bununla birlikte yaşam
biçimi, tüketim tarzı olarak alımlanan kültürün medyanın yaydığı küresel
kültürün hegemonyası
GİRİŞ:
KÜRESELLEŞMEYE KÜLTÜRDEN BAKMAK
·
20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren özellikle kitle iletişim araçlarının
devasa nitelikte yaygınlaşmasıyla birlikte uluslar arası ilişkiler –bağlantılı
olarak kültürler arası ilişkiler- iç içe geçerek yoğunlaşmaktadır. Söz konusu yoğunlaşma, homojenliği ifade
ettiği gibi, heterojenliği de içine alan bağlam içinde gelişmektedir. S. 86
·
İktisadi, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda yirminci yüzyılın
sonlarında ortaya çıkan gelişmeler, küreselleşme başlığı altında değerlendirilebilir.
S.86
·
Robertson (1998: 102) tarafından “tikelciliğin
evrenselleşmesinin ve evrenselciliğin tikelleşmesinin iç içe geçmesini içeren
derin, ikili bir süreç” olarak tanımlanmaktadır. Hall (1998b: 94) ise,
küreselleşmeyi, “eklemlenmiş tikelliklerden” oluşan bir çerçevede kavrar.s.86
·
Modernleşme projesi “Batı’nın Batı dışı mazlum toplumlara”
dayattığı ve Batı’nın emperyalist emellerine hizmet eden bir sürece işaret eder”
(Kızılçelik 2005: 36-37). Bu bağlamda küreselleşme kapitalizmle aynı sürece
karşılık gelir. S. 87
·
“Bugün adına küreselleşme denen bu tarihsel sistem, 15. yüzyıl
sonları Avrupa’sında doğdu, 19. yüzyıl sonlarında dünyanın çeşitli
coğrafyalarına yayıldı, günümüzde ise yerküreyi kapladı” (Kızılçelik 2004: 9). S.87
1.
Küreselleşme ve Kültür: Yerelliklerin Küresel İnşasına Doğru
·
Günümüzde küresel olanla yerel olanın iç içe geçtiği yeni bir
tür küreselleşme sürecinin başladığını ifade eden Stuart Hall, yeni tür
küreselleşmenin Amerikan kültürünün –başka bir deyişle Amerikan yaşam tarzının-
küreselleşmesi olduğunu vurgular (1998a: 39-61). Bu yeni tür küreselleşme
kültür perspektifinden bakıldığında küresel –Batı merkezli ya da Amerikan- ile
yerel kültürler –ötekiler- arasında etkileşimli bir süreç olarak kavranma
olanağı verir.s.87-88
·
Küreselleşme, yerel kültürleri yok etmiyor, aksine kendi varlığı
içine yerleştirmektedir. Buradan hareketle dünyanın kendisi, McLuhanyan anlamda
bir “küresel köy” haline geldiği savı (2001), yerel kültürlerin küresel alanda
temsil edilmelerini olanaksızlaştırmamaktadır. s. 87
·
Küreselleşme, yerelliği yeniden üreten bir süreç olarak,
yerellikleri yok etmek yerine kendine eklemlemektedir. Bu açıdan bakıldığında, “yerelleşme
kavramı, küreselleşmenin yaşam biçimleri arasındaki farklılıkları ortadan
kaldırmasını gizleyici bir işleve sahiptir. Küreselleşme süreci farklılık
söylemi vasıtasıyla yarattığı sonuçlara karşı direnme
odaklarını zayıflatmaktadır” (Hülür,
2000: 115). S. 87
·
Küresel (kitle) kültür, Batı merkezlidir ve İngilizce konuşur. Küresel
kitle kültürünün yönlendirici gücü, Batı teknolojisi, sermayenin ve tekniğin
yoğunlaşması (Hall, 1998a: 48), Batıdan yayılan – Avro-Amerikan- yaşam tarzları,
değerler ve algılama biçimleridir. S. 89
·
Günümüzdeki küreselleşme, “farklılıklarla beraber yaşamaya ama
bir yandan da onları yenmeye, bastırmaya, denetime almaya ve içine çekmeye”
(Hall, 1998a: 55) çalışmaktadır. Ne var ki farklılıklar, küreselleşmeyle temsil
olanağı bulmakla sahiciliğini koruyamamakta aksine küresel kültüre eklemlenerek
küreselleşme sürecine katkıda bulunmaktadır. S. 89
2. Kültürün
Medya Aracılığıyla Yayılımı
·
Kitle iletişim araçları, küreselleşme konusunda biricik güç değilse
de küreselleşme sürecinin ortaya çıkmasında ve hız kazanmasında çok etkin bir
rol oynamıştır. Sahip olduğu teknolojik nitelikleri nedeniyle ulusal sınırları
ortadan kaldırmış, ülkeleri (özellikle de bu teknolojilere sahip olanlar
lehine) birbirleri ile daha fazla “etkileşim” içerisine sokmuştur. S. 90
·
Küresel mesajlar yerelle birleşmek suretiyle küresel akışın
içeriğini zenginleştirmekte (Önür, 2002: 186-187), ancak küresel akışın yerelle
birleşerek zenginleşmesi de yerel kültürleri ve yerel özellikleri yerinden
ederek kendi çıkarları doğrultusunda yerel özelliklerin otantikliğini kullanarak
küresel kültüre katkıda bulunmaktadır. S. 90
·
Kitle iletişim
araçlarının gelişmesi ve yaygınlaşması ile kültür de üretilen ve pazarlanan bir
meta halini almıştır. Kitle iletişim araçları üreten gelişmiş ülkeler
tarafından, bu araçları üretmekten yoksun ülkelere bir ‘medyatik ürünler’le
birlikte ‘kültür’ de ihraç edilmektedir (Adıgüzel, 2001: 103). Durum böyle
olunca da, “İnsanlar, toplumsal çevrelerini yorumlamak ve onlara tepki
göstermek için kullandıkları imgeler, simgeler ve söz dağarcıkları için büyük
ölçüde kültür endüstrilerine bağımlı” (Golding ve Murdock, 2002: 94) hale
gelmekte, özellikle de elektronik sömürüye maruz kalmaktadırlar. S.90
·
Elektronik
sömürgecilik zihinlere gereksinim duymakta; yabancı Batı ülkelerinden ithal
edilen kitle iletişim ürünleri vasıtasıyla, Üçüncü Dünya ülkelerinde yaşayan
insanların davranışlarını, arzularını, inançlarını, yaşam biçimlerini, tüketim
sürecinde seçim yapma imkanlarını, tüketicilerin gözlerini, kulaklarını ya da
her ikisini birden etki altına almayı amaçlamakta (McPhall, 1991: 151) olduğu
için, etkiyi kolaylaştıracak ve insanları akışın yönüne kanalize edecek
içerikler sunulmaktadır. Sunulan içeriklerle farklı kültürel yapıya sahip olan
insanlar, makro açıdan da farklı kültürler etki altına alınmaya
çalışılmaktadır. S.90
·
Kitle iletişim araçlarından yayılan iletilerle hakim kültürün
diğer kültürler üzerinde
hegemonya kurması sağlanmaya
çalışılmaktadır. Medya yoluyla sağlanan hegemonya zora değil, rızaya dayanan
bir çerçevede gelişir. s.91
·
Hegemonyanın olduğu yerde sömürü (emperyalizm) vardır. Kitle iletişim
araçlarını kültür endüstrileri olarak kabul ettiğimize göre, burada kurulmaya
çalışılan hegemonya kültürel emperyalizmi de beraberinde getirmektedir.
Kültürel emperyalizmin ya tek bir kültürün diğer bir kültür üzerindeki medya
egemenliği (metinler, pratikler), ya da “kitle iletişim araçlarının
dolayımlandırdığı kültürün” küresel düzeyde yaygınlaşması olmak üzere medya konusuna
iki yönden eğildiğini görmek mümkün olabilir (Tomlinson, 1999: 44-45). S. 91
·
Batılı değerlerin, tüketim kültürünün ve yaşam tarzlarının öteki
kültürlere sızarak yaygınlaşması gibi gelişmeler “kültürel emperyalizm” olarak
değerlendirilir. Kültürel emperyalizm olarak değerlendirilen gerek Batı
değerlerinin ve gerekse Batılı yaşam tarzlarının (ki bunlar çoğunlukla
Amerikandır) başka kültürlere sızması sürecinde kitle iletişim araçları,
reklamlar ve beraberinde getirdiği tüketim kültürüyle hayati bir rol üstlenmişlerdir s. 91
·
Tüketmek artık toplumsal bir kimliğe sahip olmakla da eş anlamlı
hale gelirken, insanlar tükettikleriyle ve başkaları tarafından değerlendirilir
hale gelmeye başlamaktadır. Değişen tüketim kalıplarıyla birlikte değişen yaşam
tarzları ve değişen kültürel tüketim biçimleri ortaya çıkmaktadır. S. 92
·
Ancak, günümüze
baktığımızda ise küresel kitle kültürünün başlıca örneği olmada yaygınlık
bakımından uydu televizyonlarının yerini internet almıştır. İnternet kanalıyla
verilecek olan bir mesaj anında milyonlarca kişiye ulaşabilmekte, anında etkide
bulunabilmektedir. Önceleri bireyler kendi mahallesinden, okulundan, arkadaş
çevresinden bireylerle sohbet ederlerken, aşk yaşarlarken, sosyal bir ortamı
paylaşırlarken, artık internet sayesinde ulusötesi, binlerce kilometrede
bulunan bireylerle ister sesli, ister görüntülü-sesli, isterse yazılı olarak
konuşabilmekte, aşk yaşayabilmekte ve sanal da olsa belli bir sosyal ortamı
paylaşarak duygu, düşünce ve hislerini anlatabilmektedirler. Söz konusu bu
duygu, düşünce ve mesaj aktarımı kültürel etkileşimi de hızlandırmaktadır.
İnternet yoluyla küresel kitle kültürü –tüketim kültürü, yaşam tarzları ve
kültürel değerler, zevkler- “hızlı” biçimde yayılmaktadır. Aslında internetin
tek bir kitle iletişim aracının sahip olduğu nitelikleri aşarak birden çok
kitle iletişim aracının niteliklerine sahip olduğu düşünüldüğünde söz konusu
kültürel etkileşim daha etkili olabilmektedir. S. 93
·
Burada unutulmaması
gereken nokta, üretilmekte ve yayılmakta olan bilgi ve haberlerin kültürel bir
ürün olduğu ve ekonomik bir amaca dönük olduğudur. Söz konusu bu amaç ise kitle
iletişim araçları teknolojisini üreten ülkelerin kültürünü yaymak ve küresel
dünyada bu ülkelerin standartlaşmış popüler ürünlerini satmaktır (Adıgüzel,
2001: 13). Bir anlamda kültür ve enformasyon iç içe geçmiştir. S. 93
·
Kültürle enformasyonun iç içe geçmesini bir süreçle
açıklayabilmek mümkündür. Bu süreç kültürün bir endüstri, medyanın da söz
konusu bu endüstrinin temel araçları olarak algılandığı andan itibaren
hızlanarak günümüze kadar pekişir (Güneş, 1996: 128). Söz konusu bu süreçte
kültürel anlamda bir enformasyon dengesizliği söz konusudur. S. 94
·
Medyanın kültürel iletişim sürecinde kullanılması, kitle
iletişim aracı üreten ülkeleri öne çıkarmış, söz konusu ülkelerin kültürel
değerlerinin piyasaya sürülmesine ve reklamlarının yapılmasına neden olmuştur
(Adıgüzel, 2001: 104). S. 94
SONUÇ
·
Kitle iletişim araçları, sahipliği bağlamında ve hakim kültürel
kodlar açısından, kültürün üretimi ve tüketiminde, zengin bir taşıyıcılık ve yaygınlaştırma
işlevi görmektedir. Kitle iletişim teknolojilerinin köken itibariyle
Anglo-sakson ve Amerikan olmaları, sadece teknolojiye sahipliği değil aynı
zamanda kültür akışının yönünü gösterir. Batılı yaşam tarzının, değerlerinin ve
tüketim kültürünün toplamını gösteren küresel kültür, medyalar yoluyla
–özellikle de televizyon, internet ve reklamcılık- kendisini ve imgelerini
dünyanın tüketimine sunar. Sözgelimi Donald Duck (bizdeki alımlanmasıyla “Vak
Vak Amca (!)” çizgi film endüstrisi yoluyla, Coca- Cola ve McDonald’s
reklamcılık ve pazarlama dünyasıyla, Levi’s reklam ve modayla evrensel tüketim
dünyasına sunulmaktadır. Sunulan sadece mal ve hizmet değil, aynı zamanda
nesnelerin kültürel anlam ve imgeleridir. Küreselleşme sürecine kültürel
boyuttan bakıldığında, ileri iletişim teknolojilerini ellerinde bulunduran Batı
kültürleri sahip oldukları bu teknolojik üstünlük sayesinde küresel kültür
aktarım sürecinde başat bir rol oynamakta, yerel kültürlerin sahip olduğu
öğeleri de bu aktarım sürecine eklemlendirerek kendi kültürlerinin diğer
kültürler üzerindeki başatlığını sağlamlaştırmakta ve kendi kültürel arka
planlarını taşıyan ürünleri bu kültürlere hiç de zorlanmadan
pazarlayabilmektedirler. S. 95
KAYNAKLAR
-
ADIGÜZEL, Yusuf. (2001), Kültür Endüstrisi: Kitle
Toplumunun Açmazları,
İstanbul: Şehir Yayınları.
-
AKÇA, Gürsoy. (2003), “Küreselleşme ve Ulus-Devlet”, Selçuk
İletişim,
Cilt: 3,
Sayı: 1, ss. 74-81.
-
ECO, Umberto. (1991), “Göstergebilimsel Bir Gerilla Savaşına
Doğru”, Kaplan,
Yusuf (Der. ve Çev.),
Enformasyon Devrimi Efsanesi: Modernleşme Kuram ve
Uygulamalarının
Eleştirisi,
Kayseri: Rey Yayıncılık, ss. 93-105.
-
FİSKE, John. (2002), “Postmodernizm ve Televizyon”, Gürkan,
Nilgün (Çev),
İrvan, Süleyman (Der), Medya
Kültür Siyaset, Ankara: Ark Yayınevi, s. 29-57.
-
GOLDİNG, Peter ve Murdock, Graham. (2002), “Kültür, İletişim ve
Ekonomi
Politik”, Kejanlıoğlu, D. Beybin
(Çev.), İrvan, Süleyman (Der.), Medya Kültür
Siyaset, Ankara: Ark
Yayınevi, ss. 59-97.
-
GÜNEŞ, Sadık. (1996), Medya ve Kültür, Ankara: Vadi
Yayınları.
-
HALL, Stuart. (1998a,) “Yerel ve Küresel: Küreselleşme ve
Etniklik”, King,
Anthony D. (Der.), Kültür,
Küreselleşme ve Dünya-Sistemi, Ankara: Bilim ve
Sanat Yayınları, Ankara, ss. 39-61.
-
HALL, Stuart. (1998b), “Eski ve Yeni Kimlikler, Eski ve Yeni
Etniklikler”, King,
Anthony D. (Der.), Kültür,
Küreselleşme ve Dünya-Sistemi, Ankara: Bilim ve
Sanat Yayınları, ss. 63-96.
-
HALL, Stuart. (1999), “İdeolojinin Yeniden Keşfi: Medya
Çalışmalarında Baskı
Altında Tutulanın Geri Dönüşü”,
Küçük, Mehmet (Der. ve Çev.), Medya
İktidar
İdeoloji,
Ankara: Ark Yayınevi, ss. 77-126.
-
HAMELİNK, Ceas. (1991), “Merkez ve Çevre Ülkeler Arasındaki
Enformasyon
Dengesizliği”, Kaplan, Yusuf (Der.
ve Çev.), Enformasyon
Devrimi Efsanesi:
Modernleşme
Kuram ve Uygulamalarının Eleştirisi, Kayseri: Rey Yayıncılık,
ss. 257-277.
-
HANNERZ, Ulf. (1998), “Çevre Kültür Senaryoları”, King, Anthony
D. (Der.),
Kültür,
Küreselleşme ve Dünya-Sistemi, Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları, ss.
139-169.
-
HÜLÜR, Himmet. (2000), “Toplumsal Bilim Söyleminde Yerellik”, Selçuk
İletişim,
Cilt: 1, Sayı: 3, ss. 103-116.
-
KELLNER, Douglas. (1991), “Reklam ve Tüketim Kültürü”, Kaplan,
Yusuf (Der.
ve Çev.), Enformasyon
Devrimi Efsanesi: Modernleşme Kuram ve
Uygulamalarının
Eleştirisi, Kayseri:
Rey Yayıncılık, ss. 75-91.
-
KIZILÇELİK, Sezgin. (2004), Zalimler ve Mazlumlar:
Küreselleşmenin İnsani
Olmayan
Doğası,
Ankara: Anı Yayıncılık.
-
KIZILÇELİK, Sezgin. (2005), Batı Bataklığı, Ankara: Anı
Yayıncılık.
-
KIRCA, Süheyla. (2001), “Medya Ürünlerinin Küresel Yayılımı,
Yerelleştirilmesi,
Ulusaşırı Kimliklerin Yaratılması”, Doğu-Batı
Dergisi,
Popüler Kültür Sayısı,
Yıl: 4, Sayı: 15, ss. 173-184.
-
KİNG, Anthony D. (1998), “Giriş: Kültür Mekanları, Bilgi
Mekanları”, King,
Anthony D. (Der.), Kültür,
Küreselleşme ve Dünya-Sistemi, Ankara: Bilim ve
Sanat Yayınları, ss. 17-37.
-
LULL, James. (2001), Medya İletişim Kültür, Güngör, Nazife
(Çev.), Ankara: Vadi
Yayınları.
-
MCLUHAN, Marshall ve Bruce R. Povers. (2001), Global
Köy,
İstanbul: Scala
Yayıncılık.
-
MCPHALL, Thomas L. (1991), “Yeni Uluslararası Enformasyon ve
İletişim
Düzeni”, Enformasyon
Devrimi Efsanesi: Modernleşme Kuram ve
Uygulamalarının
Eleştirisi,
Kayseri: Rey Yayıncılık, ss. 141-164.
-
MUTLU, Erol. (2005), Globalleşme, Popüler Kültür ve
Medya,
Ankara: Ütopya Yayınevi